DİVRİĞİ ULU CAMİ VE DARÜŞŞİFASI ( SİVAS ) – ERTUĞRUL FIRATLI

 

 

SİVAS DİVRİĞİ ULU CAMİ VE DARÜŞŞİFASI  –    ERTUĞRUL FIRATLI

Hafta sonu Sivas gezimizin esas nedeni olan, ülkemizden Unesco Dünya Miras listesine ilk olarak girmeyi başaran ( 1985 yılında) eşsiz eserimiz Sivas Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası idi. Ancak 2015 yılında başlanılan ve 2020 yılında tamamlanması planlanan restorasyon çalışmaları, devam etmekte olup 2023 yılına kadar da uzayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle içeri girilmesi mümkün olmayan yapının içinden ayrıntılı fotoğraf ve video paylaşımı yapamayacağımdan böyle bir yazıyı eserin yeniden açılacağı tarihten sonrasına erteleyip, şimdilik sadece kapıları hakkında bilgi vermek istiyorum.

divriği ulu cami-1_640x480

divriği ulu cami-2_640x480

divriği ulu cami-3_640x480

Sivas gezimizi tamamladıktan sonra, merkezinden yaklaşık 185 km. uzaklıkta bulunan ilçesi Divriği’ye doğru yola çıktık. Dağlık bir alana sahip olan ilçenin şaheseri Ulu Cami de Iğımbat Dağının eteklerinde bulunmaktadır. Caminin arkasında bütün heybeti ile kale de yer almaktadır. Burası aynı zamanda Divriği’nin ilk kurulduğu yerdir. Cami ile aynı döneme denk gelen kale, Mengücekoğulları tarafından 1228 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1243 yılında bitirilmiştir. Konumu ve surlarının kalınlığı ile ulaşılması ve fethedilmesi çok zor olarak ünlenen kaleden günümüze sadece dış surlar kalmıştır, zaman zaman restorasyon ve kazı çalışmaları yapılmaktadır.

divriği ulu cami-4_640x480

divriği ulu cami-5_640x480

divriği ulu cami-6_640x480

Gelelim 1985 yılında Unesco Dünya Miras listesine ülkemizden ilk olarak girmeyi başaran Divriği Ulu Cami ve Darüşşifasına; daha önce de belirttiğim gibi, Anadolu Selçuklu Devletine bağlı olan Mengücek Beyliği zamanında inşa edilen şaheser, tek parça gibi görünse de aslında; Cami, hastane ve türbeden oluşan bir komplekstir. Hastane olarak hizmet vermiş olan Darüşşifa bölümünü;  Melike Turan Melek hanım, Camiyi ise eşi Ahmet Şah yaptırmıştır. Taş işçiliğinin muazzam örneği olarak gösterilen eserin özellikle sütun ve kapılarında harikalar yaratılmış, kullanılan motiflerin hiç biri birbirinin tekrarı niteliğinde olmamıştır. Bize nakledildiğine göre bu muazzam işçilik, Ahlatlı ve Tiflisli ustalar tarafından gerçekleştirilmiş.

divriği ulu cami-7_640x480

Darüşşifa bölümünde özellikle su sesinden faydalanılarak akıl hastalarının tedavisi yapılmıştır. Rehberimizin anlattığına göre hastane bölümünün içinde büyük bir eyvan, buraya açılan sağlı sollu hasta odaları ve küçük eyvanlar yapılmıştır. İçerde akustiği sağlayacak şekilde planlama yapılmış, hem musiki hem de su sesi ile hastaların tedavisi yapılmıştır.

Türbe kısmında; Ahmet Şah ile eşi Turan Melek ve aile kabirleri bulunmaktadır.

Yapımında büyük kesme taşlar kullanılan cami, dikdörtgen bir yapıya sahiptir. Zamanında burası, hem hastane olarak kullanılmış, bunun yanı sıra ibadet ve eğitim amaçlarına da hizmet etmiştir.  Camini kendisi gibi kesme taşlardan silindirik olarak inşa edilen ve kuzeybatı yönünde konumlanan minare, kitabesinden anlaşıldığı üzere, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır.

divriği ulu cami-37_640x480

divriği ulu cami-38_640x480

divriği ulu cami-39_640x480

divriği ulu cami-40_640x480

divriği ulu cami-41_640x480

 

Restorasyon çalışmaları nedeniyle üzeri tamamen çift katlı branda ile kapatılmış olan ve sadece kapılarının açıkta bırakıldığı komplekste, yapının etrafı da metal iskele ile çevrili durumdadır. Anlatıldığına göre, kış şartlarının zorlu geçtiği bu yörede biriken karların çalışmalar engel olmaması için de altından sıcak hava geçirilmek suretiyle eritilmekte imiş. Etrafta bulunan 140 civarındaki ev, bacalarından çıkan duman nedeniyle tarihi esere zarar vermemeleri için 2010 yılına kadar istimlak edilip yıkılmış. Yapılan restorasyon çalışmalarının şaheserimize yakışır titizlikte ve güzellikte olduğunu umarak konumuz olan kapılara geçelim.

Darüşşifaya girişi sağlayan ve “Taç Kapı” olarak adlandırılan kapının yanında,  Caminin de; kuzey, batı ve doğu yönlerinde yer alan üç kapısı ile birlikte kompleksin toplam dört kapısı bulunmaktadır.

BATI KAPISI;

divriği ulu cami-8_640x480

Batıda ve eskiden çarşı tarafında yer aldığından dolayı, “batı” ve “çarşı” adlarıyla da anılan 9.5 metre yüksekliğindeki kapı aynı zamanda taş işçiliği ile sanki dokunmuş bir seccade görünümünde  olduğundan “Tekstil kapı” olarak da isimlendirilmektedir. Aynı zamanda cami cemaatinin çıkış kapısıdır. Son zamanlarda gölge kapı olarak da adlandırılmasının sebebi; Mayıs-Eylül ayları arasında saat 15.30 civarında kapının üzerinde “ kuran okuyan adam” gölgesi oluşmasındandır.

divriği ulu cami-13_608x480

divriği ulu cami-12_640x409

Kapının ayrıcalıklı özelliklerinden biri; güğüm başı motifli “kilit taşı”,  çıkıntılı olup tepede bulunmaktadır. Tüm taşların gerçekten kilit noktası olup, tamir gerektiğinde ilk onun çıkarılması gerekmektedir ki diğer taşlar birbirlerinden ayrılabilsinler. Restorasyon çalışmaları nedeniyle kurulan iskele nedeniyle benim fotoğraflarımda görülmeyen bu ayrıntıyı oradan aldığım hediyelik levhadan paylaşmak istiyorum. Daha altta küre şeklinde olan ve ucunda kanca bulunan kısma ise fener asılmakta imiş.

divriği ulu cami-11_640x472

İşlemelerde geometrik desenler ile düz ve ters lale motifleriyle birlikte lale yapraklarının öne çıktığını görmekteyiz. Lale, tasavvufta Allah’ı ve onun birliğini ifade etmektedir.

divriği ulu cami-9_640x480

Bu kapının en belirleyici özelliklerinden biri de tüm yapıda bulunan ( toplam üç adettir ) denge sütunlarından ikisinin bu kapının iç kısmının sağında ve solunda yer almasıdır. Sütunların elle çevrildiğinde dönüyor olması, onun dengede olduğunun göstergesidir. Sütunların üzerinde, dönüş yönünü gösteren oklar da bulunmaktadır. Ancak maalesef 1939 depreminde sütunlar zarar görmüştür ve bu işlevini yitirmiştir. Rehberimizin söylediğine göre; deprem sonrası yapılan restorasyonda, kullanılan beton nedeniyle sütuna zarar verilmiş ve çürümesine neden olunmuştur. Sütunların her ikisinin üzerinde de farklı stillerde  “Allah” lafzı yazıldığından, dönerken aynı zamanda zikir taşı olarak da işlev görmekte imiş.

divriği ulu cami-10_640x480

Kitabesi kapının üzerinde yer almaktadır ve üç satırdan oluşan bu kitabede; “Şehinşah oğlu Süleyman Şah oğlu Ahmet Şah, Allah’ın affına muhtaç aciz kul, adaletli melik, bu caminin yapılışını 626 ( M. 1228 ) yılında emretti, Allah mülkünü daim etsin” yazmaktadır. ( Divriği Kaymakamlığı Ulu Camii resmi web sitesi)

divriği ulu cami-14_533x480

Kapının sağ ve sol yan taraflarında , Anadolu Selçuklularının simgesi olan çift başlı kartal simgesi bulunmaktadır. Sol tarafta ayrıca, Mengücek Beyliğinin sembolü olan şahin bulunmaktadır. Başının öne eğik olması; Selçuklu Devletine olan hürmetini ve bağlılığın göstermektedir. Ancak aynı figürün pençesinin havada olması da; herhangi bir haksızlıkta karşılık vereceğinin simgesidir.

CENNET KAPI;

divriği ulu cami-15_640x480

Üç kapı arasında taş işçiliğinin zirve noktasına ulaşanı şüphesiz Cennet kapısıdır. Kale yönüne baktığından; “kale kapısı”, kuzey yönünde konumlandığından; ”kuzey kapısı”, Caminin asıl girişi burası olduğundan ve girince tam karşısı kıbleye baktığından ; “cümle kapı” ve “kıble kapı” olarak da adlandırılmaktadır. Süslemelerde, Kuranda bahsi geçen; güller, laleler, sarmaşıklar ile birlikte cenneti simgeleyen hayat ağacına da yer verildiğinden, cennet bahçesine benzetilip cennetin katmanları betimlendiğinden,  bu kapıya “cennet kapı” denmiştir. Hayat ağacı, lotus yaprağı, ördek ve kuş figürleri  yanında güneş kursu da kullanılan motifler arasındadır.

divriği ulu cami-16_640x480

divriği ulu cami-17_640x480

divriği ulu cami-19_640x480

divriği ulu cami-20_640x480

divriği ulu cami-21_640x480

divriği ulu cami-23_640x480

Kapının yan tarafında, üzerinde alevler olan ve üst kısmı boş bırakılan kazan figürü kullanılmıştır. Hem bolluğun bereketin simgesi olan kazan aynı zamanda burada cehennemi de çağrıştırmakta ve cennetin güzelliği yanında cehennemin boşluğuna gönderme yapılmaktadır.

divriği ulu cami-22_640x480

Kapının gül motifi ile başlayıp, bülbül motifi ile sonlanan ve bitki motifleriyle birlikte işlenen ana kitabesinde;  “Süleyman Şah oğlu Ahmet Şah, Allah’ın affına muhtaç, aciz kul 626 Hicri aylarının birinde bu caminin yapılmasını emretti” yazmaktadır. Gül, peygamberimizi, bülbül ise; ilahi aşkı simgelemektedir.

divriği ulu cami-25_640x480

divriği ulu cami-24_640x480

divriği ulu cami-26_640x480

Kapının sağ ve sol kısımlarında yer alan sütunların üstünde de kitabe bulunmaktadır. Sağ tarafta; “Adaletli sultanın mutluluğu, egemenliği ve saadeti ebedi olsun” yazmakta, sol tarafta ise, Ayetel Kürsinin bir bölümü yer almaktadır. En üst bölümde yer alan kitabede ise; zamanın Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat’tan bahsedilerek kendisi yüceltilmektedir.

divriği ulu cami-18_640x480

Kapının ana motifinde ise, caminin altına yapılan ısıtma sisteminin planı bulunmaktadır. Cami yapılırken, biraz ilerisinde yer alan hamamdan çıkan buhardan faydalanmak için caminin altına döşenen borular ile bu buhardan faydalanılmış ve ısıtmak için kullanılmıştır. Günümüzde kullanılır durumda değildir.

divriği ulu cami-27_640x480

Rehberimizin anlattığına göre; yine bu kapıda yer alan ters taş sistemi ile kapı önünde konuşulduğunda seslerin içeri girmesi engellenmiştir. Arkasında da sarkık taşlar bulunmaktadır ve içerde okunan Kuran sesinin dışarı verilmesini sağlamaktadır.

ŞAH KAPISI;

Doğuda konumlanan ve diğerlerine göre daha sade bir yapıya sahip olan bu kapı sadece Şahın kullanımı içindir. Üzerinde; “ Mülk, Kahhar ve tek olan Allah’a aittir” yazmakta ve böylece Şahın kendisine hatırlatma yapılmaktadır. Yine kapı boyutunun küçük olması nedeniyle Şah içeri, Allah’ın huzuruna girerken tevazu göstermek ve böylece sadece Allah’ın huzurunda eğileceği vurgusu yapılmaktadır. Maalesef tadilattan dolayı bu kapıdan fotoğraf paylaşamıyorum.

DARÜŞŞİFA TAÇ KAPISI ;

divriği ulu cami-28_360x480

divriği ulu cami-36_640x420

divriği ulu cami-29_640x480

Penceresinde yer alan denge sütunu ile farklı ve gösterişli bir görünüme sahip olan ve “Taç Kapısı” olarak adlandırılan Darüşşifa Kapısı, hastane girişi olarak hizmet vermektedir. Buradaki denge sütunu, zamanında mıknatıs sistemi ile dönmekte imiş. Ancak Erzincan depremi sonrası diğer sütunlar gibi bu kapıdaki sütun da bozulmuştur. Denge sütununun içeri yansıttığı ışık da bir nevi güneş saati vazifesi görmektedir.

divriği ulu cami-30_640x480

Kapının üst kısmında, şekil itibarıyla bayrağımızdakinin aynısı olan 22 adet yıldız bulunmaktadır. Rehberimizin verdiği bilgiye göre; camiyi yaptıranlar, Peygamberimizin 22. Kuşaktan torunları oldukları için buna vurgu yapılmakta imiş. Pencerenin hemen sağında ve solunda, İslamiyet’in sembolü olan ters hilaller bulunmaktadır. Ortasında; Davut yıldızı, Süleyman mührü, ortada ise haç yer almaktadır. Böylece burası hasta hane olduğundan;  Müslüman, Yahudi, Hristiyan herkesin girebileceği vurgulanmaktadır. Aynı zamanda; sağda saç örgülü bir kadın figürü, solda ise bir

divriği ulu cami-35_640x480

erkek figürüne yer verilerek yine buraya girişte kadın-erkek ayrımının olmadığı ifade edilmiştir. Maalesef bu figürler, camide bunlara yer olmadığını savunan cahil kişiler tarafından tahrip edilmişlerdir.

divriği ulu cami-31_640x480

Pencerenin alt kısmında yer alan kitabede;  “Emare emir verdi Allah’ın rahmetine muhtaç, turan aciz ve zayıf kul, Fahrettin Behram şahın kızı Turan Melek tarafından bu şifa yurdunun yapılması 626 hicri aylarının birinde emir verildi, Allah saltanatını daim etsin” yazmaktadır.

divriği ulu cami-32_360x480

divriği ulu cami-34_640x480

divriği ulu cami-33_640x480