KULLANILABİLİR EN ESKİ BİZANS YAPISI; KÜÇÜK AYASOFYA CAMİİ ( SERGİUS VE BACCHUS KİLİSESİ
KULLANILABİLİR EN ESKİ BİZANS YAPISI; KÜÇÜK AYASOFYA CAMİİ ( SERGİUS VE BACCHUS KİLİSESİ) – GEZGİN YÜZLER
Fatih bölgesinde, Küçük Ayasofya Semtinde konumlanan Küçük Ayasofya Camii; yaklaşık 1500 yıllık bir yapı olup Ayasofya’dan daha eski olması açısından çok önemlidir. Kullanılabilir durumda olan en eski Bizans yapısı olması ona ayrıcalık tanımaktadır.
I.İustinianos ve karısı Theodora tarafından 527-536 yılları arasında St. Sergius ve St. Bacchus adlı azizlere adanarak yaptırılmıştır. Yapının içinde yer alan yazıtta; İmparatorun görkemli bir anıt yaptırdığı ve bu anıtı çok önemli iki Azizin adına adandığı belirtilmektedir. Bununla ilgili anlatılan efsaneye göre; İustinianos , amcası İmparator
İustinos aleyhinde bir ayaklanmaya karışmakla suçlanmış ve İmparator tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. Cezanın infaz edileceği günden bir gün önce, İmparator bir rüya görür. Rüyasında; Sergius ve Bacchus adlı Azizler yeğeni lehine tanıklık ederek İmparatoru ikna eder ve İustinianos’un affedilmesini sağlarlar.
İustinianos da İmparator olduktan sonra, hayatının bağışlanmasına sebep olan bu Azizler adına Kilise yaptırır. O zamanlar Azizlerin adıyla anılan Kilise, Cami olduktan sonra Ayasofyaya olan benzerliğinden dolayı “ Küçük Ayasofya Camii” olarak adlandırılmıştır.
Bizans’ın Ayasofya’dan sonra devam ettirmediği bir Kilise modeline sahiptir ve tıpkı onun gibi merkezi kubbeli bir yapıdır. Düzgün olmayan dikdörtgen plana sahiptir. Sekiz köşeli ana kubbesi bulunmaktadır. Kareye yakın bir dikdörtgen içinde yer alan bu sekizgenin kenarları; bir kemer, bir yarım kubbe olarak sıralanmaktadır. İçinde fresk ve mozaik olmayan yapı; pembe ve yeşil somaki sütunlar ve mermer levhalar ile süslenmiştir. Taş, tuğla ve harç kullanılarak yapılan Kilisenin temelinde; 3 metreye 1,8 metrelik blok taşlar kullanılmıştır. Aynen Ayasofya da olduğu gibi, mihrap ve apsis arasında 8-10 derecelik bir farklılık bulunmaktadır
Camiye çevrilmesi; Sultan II. Bayazıt dönemine rastlar. Babüssaade Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1505 yılında Camiye çevrilmiştir. Tabii bu esnada içinde ve dışında pek çok değişikliğe uğramıştır. Daha sonra etrafına zaviye ve Hüseyin Ağanın türbesi inşa edilmiştir. Bu zaviye zamanla 24 odalı, geniş bahçeli ve ortasında şadırvanı olan Medreseye çevrilmiştir. Günümüzde de Ahmet Yesevi Vakfının el sanatları merkezi haline getirilmiştir.
Cami, geçmişinde depremlerden büyük zararlar görmüşse de en büyük darbeyi yakınından geçen demir yolundan almış, bu nedenle duvar örülmüştür. 1836 ve 1956 yıllarında önemli iki büyük onarım görmüştür.