SİNBAD’IN ÜLKESİ: UMMAN SULTANLIĞI – ÜNSAL AKTAŞ
SİNBAD’IN ÜLKESİ: UMMAN SULTANLIĞI – ÜNSAL AKTAŞ
Arap yarımadasının güneydoğusunda, Ortadoğu’nun İsviçre sine benzetilen ilginç bir ülke. Umman’ın kelime anlamı “Ateşin Anası” deyimi, kaynağını volkanik patlamalardan almış. Bu coğrafya, insanlık tarihinin en eski yerleşim alanlarından birisi. Umman’ı anlamlı ve farklı kılan özelliği, güney komşusu Yemen’deki iç savaş ve batısındaki S. Arabistan’a kıyasen demokratik ve uygar bir toplum olmasından kaynaklanıyor. Zira Arap Yarımadasında kurulmuş en eski bağımsız Arap Devleti.
Umman’daki yoklar listesinde ilk akla gelenler; çöp yok, dilenci yok, suç yok, köpek yok. Ancak tahmin edileceği üzere, güvenlik çok yüksek ve başarılı. Bu arada bir Arap ülkesi için bilhassa dikkat çekici bir husus ise, kadınların yaşamın her alanındaki varlığı, katılımı ve özgüvenleri.
Başkent Muscat ve diğer kentlerdeki bariz özellik olarak, modern bir yapı bünyesinde duble yollar, AVM’ler ve tüm markaların yer aldığı zengin bir ekonomik sirkülasyon. Bilhassa yeni ve çok sayıdaki araba / araç sayısını görmemek mümkün değil. Hatırlatmak gerekir ki; Umman riyali de çok değerli. ( 1 Riyal= 37 TL )
5 milyon’u aşkın nüfusuyla ülkede denizci bir mirasın varlığı hep olagelmiş. Bu çerçevede yönetim; balıkçılık ve turizmi petrol sonrası dönemi gözeterek önemsiyor.
309.500 km. karelik ülkede 1700 km. lik kıyı serisi mevcut. Bol arazi, ucuz teşvik, destek ve kredilerle yaygın ve cazip iskan politikalarına dönüşmüş. Ülkede, mezhep ve inanç konusunda soru sormak ciddi bir suç.
Umman Sultanlığı’nın bu şaşırtıcı gelişme tablosunun mimarı; ülkeyi 52 yıl boyunca yönetmiş olan ve “ Umman’ın Atatürk’ü” diye değerlendirilen Sultan Kabus’dur. ( Sultan Qaboos ) Şimdiki Sultan ise, annesi Türk olan ve iyi derecede Türkçe bilen, İstanbul doğumludur. Sultan Kabus’un kendi , ölümünden sonra eğer ülkede Sultan seçilemez ise, kaos olmasın diye bıraktığı mektupla bir öneri yapmış ve yerine Kültür Bakanı olan yeğeni seçilmiştir.
İngiltere’de eğitim görmüş olan Sultan Kabus, ülkede ve Arap yarımadasındaki ilk ve muhteşem Opera binasını da inşa ettirmiştir.
Bize göre, Gayri safi milli Hasılası oldukça yüksek olan ülkede, yapılan tüm atılımlara vesile olan Sultan Kabus’un bağırsak kanserinden ölümü sonrası bile çok sevilmesine şaşmamak gerekir.
Ülkede din ve inanç sistemi, 3 ayaklı bir yapı göstermektedir. Sünniler ve İbadiler eşit seviyede ve çoğunlukta olup Şiiler ise azınlıktadırlar.
Ülke petrol rezervleri noktasında, diğer Arap ülkelerine göre daha şanssızdır. Zira petrol, yaklaşık 5 km. derinden çıkmakta olup maliyetleri yüksektir. Üstelik kalan rezerv ise azami 30 yılda tükenecektir. Doğalgazda ise, dünyada ilk 10 sıralamasına girmektedir. Ülke, su fakiridir. Doğal kaynaklar, toplam ihtiyacın % 18 ine eşdeğerdir. Kalan miktar denizden arıtılarak elde edilmektedir.
Monarşi ile yönetilen ülkede 2 meclisli bir idari sistem vardır. Umman Konseyi, Sultan’a danışmanlık yaparken;
- Üst Meclis; ( Meclis-i Devle ) Sultan tarafından atanan 71 üyeden oluşur
- Alt Meclis ise; ( Meclis-i Ash – Shoura) halk tarafından seçilen 84 üyeden meydana gelir.
Sosyal yaşam renkli ve ilginç olup, kadın ve erkekler parfüme çok düşkündürler. Tüm AVM’ lerde parfüm mağazaları derhal göze çarpmaktadır. Kadınların önemli bir kısmının başı açıktır. Toplum olarak, dışarıda yemek tercihi çok yaygındır. Helva ve türlerine, her yerde rastlamak mümkün.
Erkeklerin başlarına taktığı başlığa da Umman deniyor. Üzerindeki işlemeler el işçiliği ile yapılan iki parçadan ibaret olup birleşmektedir. Elbiselerine diştaşa deniyor, Sağ göğse sarkan püskül ise koku sıkılması içinmiş. Erkeklere özgü hançer geleneksel bir modaya dönüşmüş. Hançer ülkenin simgesi olarak da değerlendiriliyor.
Tarih boyunca, denizcilikle birlikte mür ve buhur ticareti de gelişmiş. Buhur, yaygın olarak yakılıyor ve önemli hediyelikler arasında öncelikle yer alıyor. Mür, ilaç yapımı ve parfümeride kullanılan bir reçine türü. Tütsü olarak üretim çok yaygın olup, hurma ve kilim de unutulmamalı.
Çöl kesimindeki yerleşimlerde nüfusun az bir kısmı yaşıyor. Deve ve keçi yetiştiriciliği, çöl safarilerinde gözlemlenebiliyor. Deve yarışları da geleneksel bir sektör.
Zengibar ( Zanzibar ) Umman Sultanlığı tarihinde önemli bir süreci ve bölümü teşkil etmektedir. Sultanlığın başkenti, bir süre ( 1840 yılında ) Zanzibar adasının merkezi kenti Stone Town olmuştur. Halen Tanzanya’nın özerk statülü bir parçası olan ada, 150 yıl birleşik Krallık olarak önem kazanır. Günümüzde de Zanzibar’da yaşayan Ummanlılar vardır. Bu konuda detaylı bilgi edinmek isteyenler için, “ Osmanlı Afrika’sında Bir Sultanlık; Zengibar” adlı kitabı öneririm. (Hatice Uğur, Küre Yayınları 2005 / 113 shf )
Bu vesileyle Osmanlıların 1521 ve 1581-1588 yıllarında kısa süreli bölgeye ulaştığı ve Portekizlilerden aldığını DA kaydedelim. 18. yy.da Hinavi ve Gafiri Kabileleri arasındaki iç savaş, İran Şahı Nadir’in, bölgeyi ele geçirmesine sebep olmuştur. Ahmet Bin Said, İngilizlerin de desteği ile hanedanın temellerini atmıştır.
Halen ülkenin bir bölümü; kopuk şekilde, kuzeyde B.A.E toprakları içinde kalmıştır. Bu ilginç düzenlemenin İngiliz siyasetiyle şekillendiğini düşünüyorlar.
Çayın şekerli tüketildiği ülkede, kısmi tarım alanlarında; soğan, sarımsak, mısır, muz ve hurma yetiştirilmektedir. Başkent Muscat ve ikinci büyük kent Nizwa da Türklere bilhassa restoran işletmeciliğinde rastlamak mümkün. Arap dünyasının aksine bu ülkede, Türklerin açık bir şekilde sevildiğini söylesek abartmış olmayız. Şayet yolunuz Umman’a düşerse umduğunuzdan çok daha fazlasını bulacağınızdan eminiz.