ANGKOR WAT(EMEL FIRATLI) KAMBOÇYA
ANGKOR WAT’TAN ÖLÜM TARLALARINA KMERLER (EMEL FIRATLI-KAMBOÇYA)
Kamboçya ziyaretimizin en çarpıcı noktaları; Angkor Wat ve ölüm tarlalarıydı. Birinde; saygı, hayranlık, beğeni, diğerinde; korku, üzüntü, acıma, hayret duygularını sarsılarak yaşadık. Hepsi aynı ulusa ait; Kmerler
Akılda deli sorular ; bu medeniyeti , bu ihtişamı inşa edenler de onlar , bu vahşeti yapanlar da onlar.
Kmer İmparatorluğu M.S 802 ile 1432 yılları arasında hüküm süren , güneydoğu Asya’nın en güçlü imparatorluklarından biridir .Bizlere başkentleri Angkor’da çok kıymetli eserler bırakmışlardır. Sanskritçe “Şehir Tapınağı” anlamına gelen ve Kamboçya’nın bayrağını süslemeyi hak eden Angkor Wat aslında bir tapınaklar kompleksi olup yüzden fazla tapınağı içermektedir ve çok geniş bir alana yayılmaktadır.
Dünya’nın en büyük tapınağı ünvanını taşımaktadırlar ve Siem Reap şehrinin kuzeyinde yer almaktadırlar.
-Angkor Wat
-Angkor Thom
-Ta Phrom
-Phonom Bakheng
-Banteay Srei gibi pek çok tapınaktan söz etmekteyiz. Ancak bu saydıklarım en ünlüleri.
Bu tapınaklar Piramitler, Machu Pichu,Göbekli Tepe gibi gizemli, muhteşem yapılar arasında olup benzer statüde yer almaktadır.
ANGKOR WAT;
Tapınaklar içinde en ünlüsü olan Angkor Wat kral II. Suryavarman tarafından tanrı Vişnu adına bir hindu tapınağı olarak yaptırılmıştır. Etrafı tamamen su kanalları ile çevrilidir. Tapınağın dışında yapılmış olan duvarlarda ünlü Hint destanları Ramayana ve Mahabharata’dan alıntı olay ve kişiler tasvir edilmiştir. Ayrıca tabii ki kralın katıldığı savaşlar, yaşantısı ve bunların yanında bolca Apsaralara yer verilmiştir (*)
İki küçük bir büyük kubbesi olan Angkor Wat’ın büyük kubbesi 65 metre yüksekliğindedir. Hint mitolojisinde adı geçen ve Tanrıların yaşadığı mekan olarak kabul edilen Meru dağını simgelemektedir . Kuleler lotus çiçeğine benzetilmiştir ki Hinduizm’de bu çiçeğin ayrı bir yeri olup kirlenmemişliği, temizliği, saflığı simgelemektedir (Bu çiçeğin yaprakları yapısı gereği üzerinde su ve toz tutmamaktadır.)
- yy’da Budist tapınağına dönmüştür. Aslına bakarsanız tapınakları yaptıran kralın inanışına göre Budist veya Hindu tapınağı olarak inşa edilmişler hatta var olanlar da değiştirilmiştir.
ANGKOR THOM
Sanskritçe “Büyük Şehir” anlamına gelmektedir ve Kmer imparatorluğunun son başkentidir. Kral VII. Jayavarman tarafından Budist tapınağı olarak yaptırılmıştır. İçinde pek çok tapınağı barındıran bir komplekstir;
*Terrace of Leper King (cüzzamlı kral terası)
*Terrace of Elephants (filler terası)
*Baphuon
*Bayon gibi
Klasik Kmer mimarisine uygun olarak etrafında hendek ve duvarlarla çevrilidir. Şehrin beş kapısı vardır fakat zafer kapısı gerçekten çok güzel ve bu tapınaklara yaraşır şekildedir . Bu kapıya bir köprü üzerinden geçerek ulaşıyorsunuz . Köprünün her iki tarafında heykeller bulunmakta . Pek çok fotoğraf çektiğimiz bu köprüdeki heykellerden bir taraftakiler sevimli ve iyiliği temsil ediyorlar , diğer taraftaki somurtkan ,sevimsiz olanları da kötülüğü temsil ediyorlar.
-Filler terası geçit törenlerinin yapıldığı yer ve buradaki fil sütunları gerçekten de çok ilginçti (resim 4)
-cüzzamlı kral terasında cüzzamlı kralı temsil eden bir heykel bulunmakta (tabii ki orijinali müzede)
Tapınağın merkezinde bulunan Bayon içlerinde en fazla dikkat çekeni çünki tapınaktaki her bir kulenin dört yüzünde de gülen surat figürleri var . Bu gülen heykellerin kral VII. Jayavarman ve Budha’yı temsil ettiği düşünülmektedir. Fakat gerçekten de bu tapınağı gezerken hayran kalmamak elde değil . Nereye bakarsanız,nereden bakarsanız bu gülen yüzlerle karşılaşıyor ve çok etkileniyorsunuz.
TA PHROM ;
Doğa ile Kmer harikası aşk yaşamışlar sanki . Kmer krallığının başkenti Phonom Pen’e taşındığında bölgedeki anıtlar, tapınaklar sessizliğe gömülüp bir müddet unutulmuş ta ki Fransız gezgin Henri Mouthot’un buraları meşhur edişine kadar. İşte bu sessiz dönemde doğa, fakat özellikle de ağaçlar sabırla çalışmaya devam etmişler . Kökleriyle, dallarıyla bu tapınakları sarıp sarmalayarak kucaklamışlar adeta. Sonuçta çok girift ve gizemli bir görüntü oluşturmuşlar. Tapınakları ortaya çıkarma çalışmaları esnasında bu ağaçların bir kısmını bırakmışlar hatta bir kısmını bırakmak zorunda kalmışlar.
Bu tapınağın ünlenmesinde Angelina Jolie’nin Lara Croft Tomb Raider filminin payı büyük (seyretmenizi tavsiye ederim) çünkü filmin bazı sahneleri bu tapınakta geçiyor.(resim 6) (resim 6 b) (resim 6 c)
PHNOM BAKHENG TAPINAĞI
Yüksekte ve gün batımının en iyi izlendiği tapınak olduğu için akşamüzeri saatlerinde çok kalabalık oluyormuş. Dolayısıyla iniş çıkış sırasında çok fazla zaman kaybı yaşanıyormuş. Bu yüzden rehberimiz Burç Şahin beyin önerisi ile oraya sabah saatlerinde çıktık ve bence iyi de oldu, ortalık tenha iken manzaranın tadını doyasıya çıkardık.(resim 7) (resim 7 b
BANTEAY SREİ (KADINLAR TAPINAĞI)
Gelelim bizim gezdiğimiz en son tapınağa. Bu tapınak diğerlerine göre daha uzakta (şemada görüleceği üzere 37 km kadar )Ancak inanın Angkor Wat kadar görülmeyi hak ediyor.Buradaki işlemelerin inceliği,güzelliği insanı büyülüyor.Adeta dantel işler gibi yapılmış . Zaten bu yüzden de kadınlar tapınağı deniyor.Bu kadar ince , zarif figürler ve sabır ancak bir kadın elinden çıkabilir. Ayrıca işlemelerin yapıldığı taşların bir miktar pembe renge çalması da başka bir unsur olabilir.Bu tapınaktan da birkaç kare paylaşmak istiyorum
1993 yılında Unesco Dünya Miras listesine giren tapınaklar pek çok gizemi de barındırıyor. Mesela;
*Kamboçya’daki bütün tapınaklar doğuya bakarken Angkor Wat batıya bakıyor.
*Gülen yüzler tasvirleri hala gizemini koruyor
*O zamanın şartlarında sulu bir zemine, etrafı hendekle çevrili böyle muazzam bir yapının inşa aşamaları hala gizemini koruyor.
*çok farklı dinlere hitap ediyor
Gelelim bu Kmerlerin torunlarına; böyle muazzam eserleri ortaya koyan Kmerlerin torunları Kızıl Kmerler, Pol Pot döneminde akla hayale sığmayan, aklın sınırlarını zorlayan mezalimlere sebep olmuşlar. Üstelik de kendi kardeşlerine
Ben bu güzelliklerden sonra o çirkinliklerden bahsetmek istemiyorum. Abim Ünsal Aktaş bu kötü dönemden ve vahşetten sizlere bir yazısında bahsedecek .
(*)APSARA:Apsara’lar mitolojik figürlerdir, geçmişleri binlerce yıl öncesine dayanmakta olup Hindu ve Budistlere göre dişi perilerdir.Angkor wat tapınaklarının duvarlarında binlerce apsara ve onlara ait figürler görülmektedir.Apsara dansının da temeli bu figürlere dayanmaktadır. Ancak bu dans daha çok duruş stillerinin sergilendiği sunum şeklindedir.Dansçıların vücutlarının fakat özellikle de ellerinin esnekliği ve kıyafetlerinin albenisi görülmeye değer. Angkor wat duvarlarından bir resim ve katıldığımız Apsara dansı gösterisini sunan dansçılardan birinin eşimle fotoğrafını paylaşıyorum.