ATİTLAN GÖLÜ VE ÇEVRESİ ( GUATEMALA ) – EMEL FIRATLI
ATİTLAN GÖLÜ VE ÇEVRESİ ( GUATEMALA ) – EMEL FIRATLI
Atitlan, dünyadaki sayılı krater göllerinden biridir ve yerliler tarafından kutsal sayılmaktadır. Guatemala’daki üç önemli gölden biri olan Atitlan ve çevresi Mayaların yoğun olarak yaşadığı bölgedir. Etnik kıyafetlerden de bunu
anlamanız mümkün olacaktır. Fotoğraf sanatçıları için gerçekten çok güzel ve renkli bir mekân. Her etnik grup farklı
kıyafetlere sahip ayrıca çizgilerin yatay veya dikey oluşu, renkleri hatta şalların bağlanış biçimleri bile bir anlam ifade etmekte. Mayaların burada yoğun olarak yaşamalarının en önemli sebebi; coğrafyanın çok zorlu olması ve yeraltı zenginlikleri açısından fakir olması. E tabii böyle olunca da İspanyolların ve Amerika’nın pek ilgisini çekmemiş ve yerliler hayatta kalabilmişler. Guatemala’daki Mayaların % 80 i burada yaşamaktadır.
Gölün en derin bölgeleri 350-400 metrelere kadar inebiliyor. Etrafındaki dağlar, yaklaşık 3500 metre civarında, gölün yüksekliği ise 1500 metrelerde. Haritadan da görüleceği üzere bu bölgede aktif iki volkan da bulunmaktadır. ( Atitlan ve Toliman Volkanları ) Biz öncelikle Panajachel kasabasına ulaştık ve oradaki otelimize yerleştik. Butik
tarzdaki otelimiz, güzel bir bahçe içinde konumlanmış ve gerçekten çok keyifliydi. O gün göl kenarında kısa bir gezi yapıp yağmurun da etkisiyle otelimizin bahçesinde dinlenmeyi tercih ettik.
Panajachel; geçmiş yıllarda daha çok hippi gençlerin gözdesiymiş, hala da buraya geliyorlar. Bu kasabayı bir kez ziyaret eden muhakkak bir daha gelirmiş, bakalım deneyeceğiz. Burası daha çok otellerin yoğun olduğu bir yerleşim bölgesi ve evler pahalı olduğundan, satış yapan insanlar, burada değil civar köy ve kasabalarda yaşıyorlar.
Ertesi gün, Lanvhero diye adlandırılan yerel botlarla göl üzerinde gezi yaptık ve karşı kıyıda bulunan iki köyü ziyaret ettik. Göl üzerinde seyahat edecekseniz sabah saatlerini tercih etmeniz gerekiyor çünkü Pasifik Okyanusundan gelen rüzgârın etkisiyle yükselen hava, dağlara çarpınca, sıcak hava ile soğuk hava karşılaşıyor ve bunun etkisi ile Med-Cezir olayı meydana geliyor. Bu doğa olayı, genellikle öğleden sonra saat; 15 ten sonra oluşuyor ve bu saatlerde göl ulaşım için kullanılmıyor. Dalga meydana geliyormuş, ayrıca Mayalar med-cezir olayını ilahi olarak algılıyorlar, bu olayı Tanrıların gazabı olarak kabul ediyor ve gölü rahatsız etmemeleri gerektiğine inanıyorlar.
Güneşli bir günde ve göl üzerindeki keyifli kısa gezintimiz sonrası ilk olarak San Pedro’ya ulaştık. Buradaki San Pedro Kilisesi; ilk ve önemli kiliselerden biri. San Pedro, buraya geldiğinde, Mayalara zulmeden İspanyollara karşı durmuş ve bu yüzden yerliler tarafından sevilen, önemli bir din adamı. Mayaları kiliseye çekebilmek adına, kilise
içinde Mayalara ait figürleri de kullanmış ve bunu da başarabilmiş. İlk açıldığında, bu tür figürler daha çok olup zamanla yaşanan felaketler ile azalmışlar. Restorasyonlar sonrası, mevcut kilisede; siyah Hz. İsa’ya yer verilmiştir.
Bunun sebebi de buraya çok fazla Afrika kökenli insanların gelmiş olmasıdır. Kilise içinde; Hz. İsa’nın at üstündeki bir figürü, yine Hz. İsa’yı temsil eden mezarlık figürü bulunmaktadır.
Mayaların inancına göre; bu kilisenin ortasında bir delik vardır ve bu delik dünyanın merkezini temsil etmektedir, yani dünyanın merkezi bu kilisenin altındadır. Yalnız hemen şunu belirtmeliyim ki; Mayalar kiliseye pek rağbet etmiyorlarmış. Başka bir konuda “ Chichicastenanago” başlığı ile anlatacağım yazıda bahsedeceğim üzere bazı yerliler; kadim Maya inanışları ile Hristiyanlığın karması bir din şekli ortaya çıkarmışlar ve böyle bir yol izliyorlar.
Aşağıdaki fotoğraflar; şehir meydanı ve belediye binasını göstermektedir. ( sarı bina; belediye binasıdır. )
Daha sonra yine teknemiz ile,Santiago Atitlan köyüne gittik. Yol üzerinde çamaşır yıkayan kadınlar objektifimize takıldı. İçimiz burkularak onları fotoğrafladık. Bana çok ilginç gelen bir konudan da bahsetmeden geçemeyeceğim;
Maya köyleri arasında ilişkiler pek iyi değilmiş ve birbirlerini sevmezlermiş, bu da bana çok garip gelmişti.
Köyün, çok hareketli ve canlı bir meydanı bulunmakta ve bu meydanda; belediye binası, bir okul ve Santiago
Katedrali bulunmaktadır. Kolonyal tarzdaki kilisede; Rahip Santiago 20 Mayalı çiftçinin korumasında vaaz vermeye
başlamış fakat önce bu 20 Mayalı çiftçiyi daha sonra da rahibi öldürmüşler. Kilisenin girişindeki haç işareti de rahibin temsili mezarı imiş.
Meydanda ayrıca Atitlan gölü ve volkanların bir maketi de bulunmaktaydı
( Şehri dolaştığımız güzel servis aracımız ve tabii ki alış-veriş )