BENDER KALESİ ( TRANSDİNYESTER ) – EMEL FIRATLI
BENDER KALESİ ( TRANSDİNYESTER ) – EMEL FIRATLI
Transdinyester gezimizin önemli etaplarından birisiydi Bender kalesi, bizim eserimizdi ve çok uzun yıllar Osmanlı’nın sınır kalesi olarak görev yapmıştı.
Şehrin geçmişi eskilere, 11. Yüzyılda Gaeta halkına kadar gidiyor. Önemli ticaret yollarına yakın olduğu için de pek çok kavme ev sahipliği yapan şehrin eski adı; Tighina dır. Transdinyester; Dinyester nehrinin doğusunda bulunmaktadır, Bender kaleside Dinyester nehrinin kıyısındadır. 13. Yüzyılda burası Tatar akınlarına uğrar. Bu dönem Stefa Cel Mare dönemidir ve bu akınlar durdurulmuş ve önlem amacıyla da ufak Tighina kalesi inşa edilmiştir. 16. Yüzyılda burası Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlılar tarafından ele geçirilir ve ismi Bender olarak değiştirilir. Halende aynı isim kullanılmaktadır. Bender kalesi Mimar Sinan’ın projesi olup yeni büyük kalenin
yapımına 1538 de başlanır. Toplam alanı, 20 hektar olan kalenin etrafı savunmanın kolay olması için derin bir hendek ile çevrilmiştir. Dünyanın en güçlü ve en iyi korunan kalelerinden biri olmuştur kalenin sağlamlığı burayı da ziyaret eden Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde özellikle vurgulanmıştır. Bender Farsçada nehir kıyısındaki şehir, Arapçada ise ticaret yeri anlamındadır.
Osmanlı döneminde kısa bir süre Rusların eline geçmişse de, uzun dönem Osmanlı idaresinde önemli bir sınır kalesi olarak görev yapmıştır. 1. Dünya savası sonrası Romanya sınırları içinde kalmış daha sonra ise Sovyet sınırları içine dahil olmuştur. Sovyetlerin dağılması sonrası ise Moldova sınırları içinde konumlanmıştır. Şu an resmen Moldova sınırları içinde olsa da fiilen Rusların kontrolündeki Transdinyester özerk bölgesi içinde yer almaktadır.
Kalede üçü dairesel, dördü kare ve biri değişik olmak üzere sekiz kule bulunmaktadır. Kulelerden birinde daha önce cami de bulunmaktaydı. Kalenin içindeki karargah bölümünde Osmanlı ve İsveç dönemlerini anlatan eserler
bulunmaktadır, bu arada ilginç bir ayrıntıda verelim İsveç kıralı 12. Şarl Rus savaşını kaybettikten sonra bu kalede 5 yıl 3 ay kalmış ve Osmanlıların himayesinde yaşamıştır bu süre içerisinde çok iyi ağırlanmış, daha sonra ülkesine teslim edilmiştir. Karargah bölümü müze olarak kullanılmakta, o döneme ait para belge kişisel eşyalar silahlar
haritalar gisiler v.s. sergilenmektedir. Kalede ayrıca o döneme ait, işkence aletleri ve yöntemlerini anlatan bir
bölümde bulunmaktadır .kaleye ait objelerinde satıldığı ufak bir dükkan bulunmaktadır. Belirtmeden geçemiyeceğim; kalenin girişinde bizi karşılayan genç ve güzel rehber kız, işini severek ve büyük bir ciddiyetle yapıyordu. Sunumları, anlaşılır güzel bir İngilizce ile dile getiriyordu. Bender kalesi gezisinin sonunda bizi çok güzel bir sürpriz bekliyordu, kalenin içindeki küçük kafenin işleticisinin Türk olduğu bilgisini rehberden öğrendik. Tanışma esnasında orada okuduğunu, eşinin oralı olduğunu ve evlenip yerleştiğini öğrendik. Bu güzel sohbetimize; lokum eşliğindeki, otantik kahve fincanı içindeki Türk kahvesi ayrı bir güzellik kattı. Bender kalesi o günkü gezimizin son noktasıydı, kahve eşliğinde güneşi batırmak Bender kalesinde nasip oldu.
( En son paylaştığım fotoğraf ile kapak fotoğrafı; kalenin içindeki dükkandan aldığım tanıtıcı kitaptan alıntıdır. )