CUNDA’DA KADİM BİR MABED; TAKSİYARHİS KİLİSESİ – GEZGİN YÜZLER
CUNDA’DA KADİM BİR MABED; TAKSİYARHİS KİLİSESİ
Ayvalığın yerlileri ile Cunda’nın müdavimleri hatırlayacaktırlar, Yarımada’ya hâkim bir tepeden geniş açılı yorgun harabelikti Taksiyarhis Kilisesi.
Geçmişi, 15. Yy. a kadar inmekte olup tarihi akış içerisinde burada, birkaç kez farklı büyüklükte kiliseler inşa edilmiştir. Bugünkü Kilise ise 1873 yılına tarihlenmektedir. Eski temeller üzerine, o zamanlar yaklaşık 10.000 civarında nüfusa sahip olan Rum Ortodoks Cemaati tarafından, Anakent Kilisesi olarak inşa edilmiştir. “Taksiyarhis” adı, adanmış olduğu Baş Melekler; Cebrail ve Mikhail den gelmektedir.
Adaya has Sarımsak taşından ve Neo Klasik tarzda, dikdörtgen formda yapılan kilise, iki çan kulesine sahiptir ancak sadece biri ayakta kalabilmiştir. 1927-1928 yılları arasında Camiye çevrilmiş ve tasvirlerin üzeri boyanmıştır. Bir dönem de tekel deposu olarak kullanılmış, 1944 yılında yaşanan deprem ona büyük zarar vermiş ve akabinde kaderine terk edilmiştir. Ayrıca yaşanan fırtınalar, güneş, nem, define arayıcılarının kaçak kazıları gibi pek çok olumsuz etken de onun aleyhine çalışmışlardır.
Restorasyon öncesi fotoğraflardan da anladığımız kadarıyla, sadece dışı değil iç kısmı da gerçekten çok zarar görmüş. 1976 yılında bölgenin sit alanı ilan edilmesi ve 1999 yılında korumaya alınması ile şansı dönen kilise, 2011 yılında Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfına tahsis edilerek, restorasyon için ilk adımlar atılmıştır.
22 ay süren restorasyonlar sırasında, özgün haline uygun olarak çalışmalar yapılmış ve 2014 yılında açılışı gerçekleştirilmiştir.
Kilisenin Apsis bölümünde Baş melekler Cebrail ve Mikhail’e ait freskler yer almaktadır. Hemen apsisin önünde kullanılan cam zemin sayesinde, kilisenin eski temellerini görebiliyor, üzerinde yürüyebiliyorsunuz. İç aydınlanmayı sağlayan pencerelerin kubbe şekli verilen üst kısımlarında kullanılan renkli camlar, içerde ışık oyunları yapmakta ve çok hoş görüntüler elde edilmektedir. Ayrıca, duvarlarda Azizlere ait farklı freskler de yer almaktadır.
Merdivenlerle üst kata çıkılmakta ancak yerleştirilen objeler nedeniyle aşağısı rahatlıkla görülememektedir.
Tüm bu güzel çalışmaların yanında, Rahmi Koç Müzelerinin envanterine kayıtlı, farklı dönemlere ait oyuncaklar, buharlı makineler, yelkenler, lokomotifler, vagonlar, savaş ve yolcu gemilerinin maketleri ile tekne motorları, dalgıç takımları, arabalar da sergilenmektedir. Böylece müze gezisi çok daha keyifli ve öğretici hale gelmektedir. Oyuncaklar, üst katta sergilenmekte ve çocuk bölümü olarak adlandırılmaktadır.
Müzeden çıktıktan sonra alışveriş yapabileceğiniz bir dükkân, dinlenebileceğiniz hem açık hem de kapalı kısmı olan bir kafeye de sahip. Hemen belirtmemiz gerekiyor ki, burada müze kart geçerli değil. Ama abartılı bir fiyat da söz konusu değil (kişi başı 80 TL)
Günümüzde Cunda da mutlaka gidilecek görülesi bir mekâna dönüşen Kilise Müze, artık bölgenin kültür dokusuna renk ve katkı veren olmazsa olmaz müstesna bir ziyaret mevkiine dönüşmüştür. Emeği geçenleri kutlayalım ve uğranılacak yerler listemize mutlaka ekleyelim.