İNGAPİRCA ( EKVADOR ) – EMEL FIRATLI

 

INGAPİRCA – EMEL FIRATLI

ingapirca-1_640x480

ingapirca-15_640x480

Ekvador’da; Cuenca şehrinden Riobamba’ya giderken  yol üzerinde bulunan İngapirca, ( anlamı da İnka kalesi demektir) önemli bir ziyaret noktasıdır. İnkalar döneminde, Güneş Tanrısı “İnti” ye ritüeller gerçekleştirmek üzere inşa edilmiş bir kaledir. Güney Amerika’nın en kuzeyde bulunan İnka bölgesidir ve çok önemli bir arkeolojik öneme sahiptir. İnkalara ait kalıntıları, biz daha çok Peru, Bolivya, Şili ve El Salvador gibi ülkelerde görüyoruz. Ama az da olsa, İnka İmparatorluğunun bir kısmı buralara kadar gelmeyi başarmış ve bu coğrafyada da yaşamışlardır. 12 ve 16. Yy.lar arasında kurdukları İmparatorluk ile dünyaya damgasını vurmuşlardır. Hala pek çok konuda gizemini koruyan, zamanına göre çok ilerde bir uygarlık olduğu anlaşılan İnkalar hakkında bildiklerimiz, maalesef sadece % 5-10 luk kısmıdır. Bunlar da yapılan duvar resimleri, mimari ve elde kalabilen az sayıdaki eserlerden anlaşılanlardır. Zaten İnkalar ile ilgili araştırmalar, ancak 1900 lü yıllarda başlayabilmiştir. Bu bilgilerin büyük bir kısmını da; kendilerini çok iyi saklamayı başarmış İnka halkından öğreniyoruz, sonradan bulunan Machu Picchu kenti gibi.   O zamanın şartları göz önüne alındığında; yapılan binalardaki işçiliğin mükemmelliği, tekerleğin olmadığı o dönemde dev blok taşların nasıl taşındığı (ki bu taşların bir kısmının bu coğrafyada olmayıp çok uzaklardan getirilmiş olduğu söylenmektedir ) kullanılan malzemelerin içinde yer alan; mika, bakır gibi maddelerin buralarda bulunmaması, taşların neredeyse kusursuz kesimleri, astronomi- matematik ve takvim bilgilerini nasıl geliştirdikleri gibi konular hala gizemini korumaktadır ve çözülememiştir. Doğrusunu söylemek gerekir ki; daha önce tamamen İnka uygarlığının izinde yaptığımız geziler ve özellikle de Machu Picchu da öğrendiklerimiz, şahit olduklarımız ile çok etkilendiğimizi belirtmek isterim.

ingapirca-2_640x480

ingapirca-26_455x480

ingapirca-3_640x480

Bu uygarlığın böyle gelişmiş olmasının en büyük payı; astroloji ve matematikte çok yol kat etmelerinden ve bu bilgileri çocuklara aktarmaya yani eğitime önem vermelerinden kaynaklanmaktadır. Mevsimlerin, ekinoks dönemlerinin, yağmur zamanlarının ve takvimin başarılı olarak hesaplanması sonucu, tarımda da çok başarılı olmalarını sağlamıştır. Ayrıca, rasathaneler kurarak gökyüzünü inceledikleri ve hesaplamalar yapıldığını biliyoruz.

Çok tanrılı bir dini inanca sahip olan İnkalar; tanrılara daha yakın olduklarını düşündüklerinden genellikle yüksek yerlerde ve dağlarda yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Tabii bunda şehir savunmasının böylece daha kolay olmasının payı da büyüktür. Yol yapımına ayrı bir özen göstermişler;  başkent Cusco’yu hemen bütün şehirleri ile bağlantılı hale getirmişlerdir. Bu yollar, alt yapısı kuvvetli, yağmur ve güneşten etkilenmeyecek tarzda dizayn edilmiştir. Yine şehircilikte çok büyük önemi olan su yolları kanallar açılmak suretiyle halledilmiş, dağların yüksek kesimlerinden bu kanallar ile şehirlere su getirilmiştir.

ingapirca-25_640x480

ingapirca-29_640x480

İspanyolların gelmesinden sonra; maalesef bu coğrafya talan edilmiş, kıymetli bütün eserler İspanyaya götürülmüş, binaları da yıkılarak çıkarılan taşlar yeni kilise ve binaların yapımında kullanılmıştır.

Bu kısacık hatırlatma sonrası gelelim İngapirca tanıtımına; daha önce de belirttiğim gibi burası bir yerleşim bölgesi olmayıp, dini törenlerini gerçekleştirdikleri bir alandır. Güneş tanrısı İnti adına kurulmuş bir merkezdir. Cuenca şehrinin yaklaşık 80 km. kuzeyinde konumlanmaktadır. İnka toplumunda; tapınaklar, genelde şehir merkezinin uzağında konumlanmaktaydı. Çok tanrılı bir inanışa sahiptiler, gücü karşısında saygı duydukları hemen her şeye tanrı sıfatını vermişlerdir. Güneş, ay, yıldırım ve bazı hayvanlar gibi. Hatta insan- hayvan karışımı tanrılar da söz konusuydu.

ingapirca-16_640x480

ingapirca-17_640x480

Bu bölgenin henüz çok az bir kısmı açılmış olup halen çalışmalar devam etmektedir. Temel çizgileri belirtilmiş olan pek çok kulübenin varlığından bahsedilmektedir ki bunlar; bu dini merkezde yaşayan rahiplerin yaşam alanlarıdır.  Ayrıca, dini törenlerde özellikle küçük çocukların kurban edilmesi söz konusuydu ve kulübelerin bir kısmının da bu kurban edilecek çocukların törene kadar tutulduğu ve hazırlandığı yerleşim birimleri olduğu kabul edilmektedir. Onların inancına göre; güneşin doğması, ayın çıkması, gündüzlerin olması vs. için tanrılara kurban verilmesi gerekiyordu. Hemen belirtmem gerekiyor ki; kurban edilecek çocuklar ve ailesi için bu bir onur meselesi kabul ediliyor, cennete gideceği için de memnuniyetle karşılanıyordu. Rahipler, insanlar ile tanrılar arasında bağı sağladıkları için toplumda çok önemli bir yere sahiptiler.

ingapirca-25_640x480

ingapirca-23_640x480

ingapirca-24_640x480

Bu tapınak;  İnkalar gelmeden önce burada yaşayan Canariler tarafından yapılmış dini merkez üzerine İnka  Kralı Huayna Capac ın buraları işgalinin sonucu inşa edilmiştir. Dinsel törenlerin yapıldığı özel bölümde taş işçiliğinin çok güzel olduğu ve ayrı bir özen gösterildiği görülmektedir. Çok düzgün olarak kesilen taş blokların arasına hiçbir harç malzemesi konulmadan kilit sistemi ile duvarlar oluşturulmuştur. Dünyada örneği olmayan bir taş işçiliğine

ingapirca-12_640x480

ingapirca-13_640x480

sahiptiler. Taşlardan birinde delik şeklinde yuva açılmış diğer taşta ise çivi gibi hazırlanan çıkıntı birleştirilerek adeta kilit sistemi ile örülmüştür. Böylece depreme karşı da çok dayanıklı hale getirilmiştir. 3200 metre yükseklikte yer alan “ Güneş Tapınağı” eliptik yapıda olup başka örneği bulunmamaktadır.

ingapirca-11_640x480

Aynı bölgede daha düzensiz olarak yapılmış duvarlara da rastlamaktayız. Bunların bir kısmı; İnkalar öncesi burada yaşayan Canarilere ait yapılardır. Yine  özel bölgeyi korumak amacıyla buraya getirilen askerlerin yaşam alanları;  etraftan toplanan farklı büyüklükte taşların araya harç konmasıyla yapılmıştır.

ingapirca-14_640x480

ingapirca-6_640x480

Örnek olarak dizayn edilmiş İnka kulübesi; tamamen tanıtım amacıyla sonradan yapılmıştır. Genelde iki odalı evleri tercih etmekteydiler ve evin içinde yemeklerini yaptıkları mutfakları ve mutlaka bir bahçeleri bulunmaktaydı. Evin içinde ayrıca yiyeceklerini koydukları ambarları ve yattıkları odaları bulunmaktaydı. Genelde taştan yapılan evlerinin çatısını kapatmak için sıkı olarak yerleştirilmiş sazlardan faydalanıyor, böylece yağmurlu mevsimlerde içeri su girmesi engelleniyordu.

ingapirca-8_640x480

ingapirca-9_640x480

Gördüğümüz kapı mimarisi; İnkalarda çok sık karşımıza çıkmaktadır. Tesadüfi olmayıp özellikle yapılmıştır. Güneş ışınlarının geliş açılarını tespit etmeye yaramaktadır.  İçerde yer alan ve tıpkı kapının şekline benzeyen nişler vardır ve güneş ışığı hangi nişin üzerine gelirse, ona göre saat tespiti yapılmaktadır. Bu nişlerin üzerine de altından yapılan biblolar konulmakta imiş.

ingapirca-10_640x480

ingapirca-7_640x480

Gezimiz esnasında gördüğümüz detaylardan biri de; İnkalar tarafından oluşturulan ve tarım için kullanılan teraslar idi. Daha önce belirttiğim gibi yüksek yerlerde yaşadıkları için tarım alanlarını teraslama yöntemi ile oluşturmaktaydılar. En alta büyük taşlar yerleştiriliyor, aşağıdan yukarı doğru küçültülüyor, böylece bir nevi süzgeç görevi yaparak toprak kayması engelleniyormuş. Oluşturulan alanlar da tarım yapılarak değerlendiriliyormuş. Mısır, patates en çok yetiştirdikleri ürünlerdir.

ingapirca-19_640x480

Alanda gezerken özellikle bazı bölümlerde taşlarla oluşturulan özel alanlar bulunmaktaydı ki buralar dini törenlerin yoğunlaştığı alanlar olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bazı taşların üzerinde ufak delikler bulunmaktadır. Bunlar su ile doldurularak ay ışığının yansıması ile saat tahmini yapılmaktadır. Yine daha önce de belirttiğim gibi, güneş ışınlarının geliş açılarına göre de zaman tayini yapabiliyorlardı.

ingapirca-22_640x480

ingapirca-21_640x480

ingapirca-4_640x480

ingapirca-5_640x480

Bu gezi esnasında öğrendiğim ve etkilendiğim bir ayrıntıdan bahsederek konuyu kapatmak istiyorum; İnkalar için çok önemli olan, And dağlarının efsanevi kuşu condor; öldükten sonraki hayatı ve özgürleşmeyi temsil etmektedir. İşte bu özel  kuşların en büyük özellikleri; tüm ömürlerini aynı eşi ile birlikte yaşamalarıdır. Anlatılan efsanelerine göre de;  çok yaşlanıp uçamayacak duruma geldiklerinde  intihar  yolunu  seçerek, yüksekten hiç kanat çırpmadan kendilerini boşluğa bıraktıkları  anlatıldı bizlere. Kanatlarını açtıklarında 2,5-3 metre uzunluğa erişen bu kuşlar, hem İnkalar hem de diğer Ekvador yerlileri için kutsal kabul edilmekteler.

ingapirca-28_640x480

ingapirca-27_640x480

ingapirca-18_640x480