KOCHİN (GÜNEY HİNDİSTAN )-ÜNSAL AKTAŞ
KOCHİN (GÜNEY HİNDİSTAN)-ÜNSAL AKTAŞ
Huzur eyaleti Kerala’nın güzel bir kenti olan Kochi aynı zamanda bir ticaret şehridir. İsmini (coconut) Hindistan cevizinden alması boşuna değildir. Yüzyıllardır bölge Hindistan cevizi merkezi olup yoğun olarak ticareti yapılmaktadır. Sürekli göç alan şehir yaklaşık 2 milyon nüfusa sahiptir. %43’ü Hindu,%38’i Katolik , %11 civarı da Müslüman yaşamaktadır.
Şehirdeki gezimize ilk olarak Eski yöneticinin sarayı ile başladık. (Dutch Palace Müzesi). Bu saray Portekizliler tarafından yaptırılarak Kochin Kralına hediye edilmiş çünkü buraya geldiklerinde ufak bir savaş olmuş ve neticesinde buradaki Hindu tapınağı yıkılmış. Amaçlanan ticaret ve stratejileri tamamen yönetici sınıfla iyi geçinmek olduğundan, durumu telafi etmek amacıyla yıkılan tapınağın yerine bu sarayı yapmışlar ve yöneticilere hediye olarak vermişler. Hollandalılar zamanında da tadilat yapılmış olan sarayın yan tarafında bir de Hindu tapınağı var. Hindu tapınağına giriş ve sarayda da fotoğraf çekmek yasak olduğundan sadece dıştan fotoğraf’ı paylaşabiliyorum. Müzede ilginç duvar resimleri ve eski mobilya örnekleri ile pek çok tarihi belge sergilenmektedir.
Gezimiz Sinagog Sokağı ve Paradesi Sinagogu ile devam edecek yalnız belirtmeden geçemeyeceğim yol üzerindeki bir merkezde sergilenen yılan tekneleri çok ilginçti. Her ağustosun ikinci Cumartesi günü burada yılan tekneleri ile yarış yapılıyor. Yaklaşık 80-100 kişi bir tekneyi kürek çekerek idare ediyorlar (sayı fazla da olabiliyormuş.) kürekler Hindistan cevizinden yapılıyormuş. Aynı merkezde pek çok sanatçıya ait eserler de sergileniyor.
Paradesi Sinagogu;
Aslında hiçbir zaman burada çok fazla Yahudi nüfusu olmadı. Ticaretle uğraşan bazı Yahudiler buraya gelmiş ve kalmışlardır. Buraya gelenler Aşkenaz Yahudileridir. Portekiz ve Hollandalı olup buraya gelip ticaretle uğraşan Yahudiler bir cemaat oluştuktan sonra 1568 yılında bu Sinagogu yaptırmışlardır. Sinagogun tabanını süsleyen fayansların hepsi de el yapımı olup 1100 adettir ve Çin’den gelmiştir. Benzer birkaç desen vardır fakat el yapımı olduğu için farkları bulunmaktadır.
Cuma akşamları ve cumartesi sabahı olmak üzere 2 önemli ayinleri vardır. Gün içinde de 3 defa ayinleri olmaktadır. İşte bu ayinler ile ilgili içerde bir yazıt bulunmaktadır. Sinagogun 10 penceresi vardır ve bu da 10 emri simgelemektedir. İçerdeki mevcut perde sadece ayin günleri açılmaktadır. Bu bölümde Tevratlar ve altın bir taç bulunmaktadır. Haham ibadetleri buradan yapmaktadır. Cemaat haremlik-selamlık olarak ayrılır. Kadınlara üstte farklı bir bölüm ayrılmıştır. Lambalar ve şamdanlar eski sistem ile yakılmaktadır. Belli bir yerine kadar su sonra yağ ve onun üstüne mum koyup yakıyorlar. Su altta kaldığı sürece ateş cama zarar vermiyor. Bütün avizeler Belçika’dan getirilmiş, orta kısım ise İtalya’dan gelmiştir.
Baş hahamların geldiğinde kullanacağı orta kısımda yer alan özel bir kürsü bulunuyor.Şu an burada sadece birkaç aile bulunuyor, ayin yapılabilmesi için belli bir sayıyı bulmaları gerekiyor ki ancak buraya gelen Yahudi turistler ile orada ayin yapılabiliyor.
Sinagogun görevlisi aslında bir Katolik, biletlere bakan kadın görevli ise Yahudi fakat o da İbranice bilmiyor. Sinagogun biraz ilerisinde yaşlı bir Yahudi olan Sarah Hanım’ın dükkan olarak kullanılan evi var. Bazı hediyelik eşyaların satıldığı bu evde eskiye ait pek çok eşya,obje ve resim de sergilenmektedir.
Bazı binalarda gördüğümüz Svastika sembolü dikkat çekiyor. Hinduizm ve Budizmin önemli bir sembolü olan svastika iyi şans anlamına gelir eğer içinde nokta olursa bu da Ganeşa’nın sembolüdür.Daha sonra çamaşırların yıkandığı yeri ziyaret ettik. Hollandalılar zamanında kendi askerlerinin üniformalarını yıkatmak için burayı yaptırıyorlar. Eskiden Tamil Nadu eyaletinden pek çok Tamil buraya gelmiş ve çalışmış şimdi ise buranın kendi insanları bu işi yapmaya devam ediyorlar ilk yapıldığında açık hava düzenindeyken sonra hükümet buranın üstünü kapatmış. Ütülerin bir kısmı hala kömürlü ve bunun için Hindistan cevizi kabuğu kullanıyorlar.
St.Francis Kilisesi;
1503 senesinde Portekizliler tarafından ve ahşap olarak inşa edilmiş, 1779 yılında ise Hollandalılar bunu yıkarak taştan şimdiki kiliseyi yapmışlardır. İlki Portekiz Katolik kilisesi iken bu defa Hollandalılar Protestan kilisesine çevirmişler. 1949 yılından itibaren ise Hindistan kilise cemaatine bağlı olarak San Francisken kilisesi olarak adını değiştirmişler.İçerde Vasco De Gama’nın mezar taşı da bulunmaktadır. Hindistana ilk kez 1498 yılında gelmiş olup 2. Gelişi 1502 yılındadır. 1524 yılında Yılbaşı gecesi peder Vasco De Gama 64 yaşında ölüyor ve ilk ahşap kiliseye onu gömüyorlar. Defnedildikten 13 sene sonra oğlu gelip babasının naaşını Lizbona geri götürüyor.
Kilise tam bir Hollanda mimarisi ile yapılmıştır, özellikle de çatısı tipiktir. İçerdeki mezar taşları ise Portekizlilere aittir.
Fort Cochin bölgesi yani kale kısmı sadece isim olarak yaşamaktadır. Portekizliler buraya geldiklerinde baharatları depolamak amacıyla kale yapmışlardır. Buradan da Avrupa’ya baharatların transferi gerçekleşmekteydi. İngilizler buraya geldiklerinde kaleyi yıkıyorlar ve sadece ufak bir parça kalıyor.
Bu bölge şimdi çok hızla gelişen turistik bir bölge özellikle de burada Çin balıkçı ağları ile geleneksel balık tutma yöntemleri uygulanmakta.