MESTİA VE MÜZELERİ ( SVANETİ-GÜRCİSTAN) – GEZGİN YÜZLER GRUBU
MESTİA VE MÜZELERİ ( SVANETİ-GÜRCİSTAN ) – GEZGİN YÜZLER GRUBU
Daha önceki yazılarımızda anlatımına bir miktar yer verdiğimiz Mestia’nın müzelerini tanıtmak istiyoruz bu sefer. 1500 metre yüksekliğe sahip olan ve Svaneti’nin merkezi konumunda olan bu kasaba, turizm açısından şanslı ve epey yol kat etmiş görünüyor. Etraftaki dağlar, buzullar, kayak merkezlerine gidiş için gerçekten de bir üs gibi kullanılıyor. Bu yüzden çok sayıda otele sahip olduğu gibi pek çok aile evini turistlere açmış ve misafir evi olarak hizmet veriyorlar. Gelen turistlere bağlı olarak aynı zamanda, restoran, kafe, market, hediyelik eşya dükkanlarında da epey artış söz konusu. Quenn Tamar Hava Limanının payı da oldukça büyük tabii ki. Her tarafta inşaat çalışmalarını gözlemleyebiliyorsunuz. Tekrar, bozulmayıp aslını koruması dileklerimizle anlatıma geçelim.
Binlerce yıldan beri, Svan geleneklerinin yaşatıldığı ve korunduğu bu “Kuleler Ülkesinde” doğal olarak pek çok önemli eser de bulunmaktadır. Doğal güzellikler açısından da çok şanslılar aynı zamanda. Mestia’ya güzellik katan Mulhara Nehri kenarında şirin Svan köyleri de yerlerini almaktadır. Şehri boydan boya kat eden Tamar caddesi aynı
zamanda önemli restoran, cafe, otel, dükkan ve marketlerin yer aldığı, şehrin en canlı yeri. Bir ucunda köprü bulunmakta ve bu köprüden özellikle akşam saatlerinde karşı taraftaki Svan Kulelerinin görünümü çok güzel olmakta.
Mestia’nın hemen hemen orta kısmında ve ana caddenin bir arkasında güzel bir park bulunmakta. Sadece yerliler değil, turistlerin de dinlenmek için seçtikleri bir yer burası. Ortasında bir çeşme bulunmakta ve bu çeşmeden
mineralli doğal su akmakta. Parkın bitişiğinde bulunan meydanda Kraliçe Tamar heykeli yer almaktadır. Gürcüler
tarafından çok sevilen ve Azize ilan edilen kraliçe Tamar zamanında, Gürcistan gerçekten de altın çağını yaşamış. 1184-1231 yılları arasına rastlayan bu dönemde Gürcistan sınırları; Azerbeycan’dan Güney Rusyaya ve Erzurum’a kadar uzanmış.
Svaneti’nin ve Mestia’nın simgesi olan Svan Kulelerinden daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz için müzelerin tanıtımına geçelim;
Mestia’nın en önemli müzesi; Svaneti Tarih ve Etnografya Müzesidir. Müzenin ilk kuruluş yılı; 1936 dır ancak ilk dönemde sergilenecek eser bakımından çok zengin olmayıp daha sonra Gürcü sanat tarihçisi; Giorgi Chubinashvili’nin çabaları ile Svaneti kiliselerinden toplanan pek çok el yazması ve ikon sayesinde zenginleşmiştir.
( Müze yakınında nehrin debisi çok yüksek görünümü çok güzeldi.)
( Bu heykel de müze yolundaydı ve beğendiğimiz için paylaşıyoruz. )
Mevcut modern binasında hizmet vermeye 2013 yılında başlamıştır. 2015 yılında da kütüphane ve eğitim merkezi ilave edilmiştir. Fotoğrafta da görüleceği üzere, eserler 6 salonda sergilenmektedir. Bunlar; Arkeoloji bölümü, paraların sergilendiği bölüm ( Numısmatıcs ), Ortaçağ sanat bölümleri, el yazmaları bölümü ve etnografya bölümleridir.
Arkeolojik buluntular M.Ö 3. Yy. a kadar dayanmaktadır
Gürcü el yazmaları ve özellik arz eden Svan boyaması ile yapılmış Gürcü Ortodoks ikonları dikkat çekicidir.
(Müzenin önemli eserlerinden biri olan; Triptych (üç parçalı ) “Bakire ve çocuk” isimli eser.
Çok zengin bir para koleksiyonuna sahip olup, Gürcü hükümdarlar Giorgi III. , Tamar ve Giorgi IV. Tarafından bastırılmış paralar da sergilenmektedir.
Svan’ların hayatını daha iyi anlayabileceğiniz günlük yaşama ait eşyalar ve giysiler de sergilenmektedir.
( Ortadaki sürahi önemli olup “Kraliçe Tamar” tarafından bağışlanmıştır.)
( Chuniri adlı çalgı aleti)
MİKHEİL KHERGİANİ MÜZESİ;
Mestia’nın diğer önemli ziyaret edilecek yerlerinden biri de; burada doğup yetişmiş ( 1932-1969) Gürcü dağcı Mikheil Khergiani nin müzeye çevrilmiş evidir. Kendisine zamanında “dağların Kaplanı” lakabı verilmiş olup pek çok
şampiyonluk ve madalyaya sahiptir. Ayrıca tırmanılması çok zor olan pek çok zirveye başarıyla çıkmıştır. Burada, madalyaları, özel eşyaları, resimleri sergilenmektedir. Evin bitişiğindeki Svan Kulesinde de ailesine ait eşya ve hatıralar görülebilinir.Aile dostumuz Dodo Hanımın akrabası oldukları için, ziyaretçi defterini imzalamayı da unutmadık
Aşağıdaki video da Müzenin bitişiğinde olan, aileye ait Svan Kulesinden görünüm;
LAGHAMİ KİLİSESİ;
Mesti anın en eski yerleşim bölgesi olan Laghami’deki Kilise de ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. Bu kilise; iki katlı olup 1. Katı IX.yy , 2. Katı ise XIII-XIV . yüzyıllara tarihlenmektedir. İçindeki freskler ve yazılar eser
niteliğindedir. Biz gittiğimizde bu kilise kapalıydı fakat etraftakiler hemen ilgilenip, anahtarı elinde bulunduran aileye haber verdiler ve onlar da gelip bizi gezdirdiler. Burada özellikle; altın ve gümüş ile yapılan “Pantokrator” (*) dedikleri Mesih figürü önem taşımaktaymış.
(*) ; Pantokrator; Aslında Antik Yunan da Zeus’a verilen isim ancak Ortodokslar bu ismi ikonlarda resmedilen Hz. İsa figürü için kullanmışlardır.
Buradan da video paylaşmak istiyoruz.