MİNSK GEZİ REHBERİ-3 ( DUDUTKİ KÖYÜ VE MÜZELER ) – ERTUĞRUL FIRATLI
MİNSK GEZİ REHBERİ-3 ( BELARUS-BEYAZ RUSYA ) – ERTUĞRUL FIRATLI
Emel Fıratlı ve Ünsal Aktaş ın kaleme aldığı, Minsk Gezi Rehberinin eksik kalan müzeler ve Dudutki Köyü kısmını sizler için ben hazırladım.
İlk önce, Belarus kültür hayatını daha iyi tanıtmak amacıyla, turistik olarak hazırlanmış Dudutki Köyünden bahsetmek istiyorum. Minsk’e yaklaşık 40 km. uzaklıkta, Pukhovichi ilçesinde bulunan ve kuruluşu 1993 olup,1998 den beri müze olarak hizmet veren bu köy; Belarus halkının yaşam tarzını anlatan ve yine onlara ait el sanatlarının yapım ve tanıtımına yönelik olarak hazırlanan bir açık hava müzesidir. 160 hektarlık bir alanı kaplamaktadır.
Biz gezimize erken başlayıp kısa sürede tamamlamak ve şehre dönüp eksik kalan yerleri tamamlamak için sabah erken saatleri tercih etmiştik ama köyün açılış saati maalesef 10 imiş ve biz de vakitten kazanmak amacıyla, köy ziyaretimize, girişin biraz ilerisindeki yel değirmeni ile kiliseden başladık.
Yel değirmeni, asılı tabeladan anlaşıldığı üzere 1905 yılında yapılmış, içine girip o zamanın şartlarına göre nasıl çalıştığını inceleyebileceğiniz sevimli bir yapı. Değirmenin bakımı ve tanıtımını yapan görevli hanım aynı bahçenin içindeki sevimli evde yaşamakta ve yine burada bazı hediyelik eşyaların satılması ile ilgilenmekteydi.
2008 yılında yapılan ahşap yapı tamamiyle tipik bir Ortodoks Kilisesi.
Haritasında da görüleceği üzere; deri işleme atölyesi, çömlek yapım merkezi, dokuma tezgah ve atölyesi, peynir, votka üretim ve tadım bölümleri, eski arabaların sergilendiği ilginç kısım, içinde kaz, ördek. koyun, sülün, geyik,
domuz, devekuşu gibi çeşitli hayvanların yaşadığı çiftlik ve ahırların olduğu bölümler ile birlikte at binilen bir alana
sahiptir. Üretimi yapılan el işlerinin arasında özellikle samandan yapılmış figürler oldukça ilginçti ve bunlar; Belarus kültüründe önemli bir yer tutmaktadır.
Biz buradan ahşap ve taş üzerine çalışılmış birkaç magnet aldık. Ama burada en çok rağbet ettiğimiz bal oldu. Daha önceden çok methini duyduğumuz Belarus balının tadına bakınca bu hak edilmiş ün hatırına birkaç kutu bal ve propolis almamız şart olmuştu.
Dudutki Köyünde tanıtımı yapılan ürünlerin yanı sıra, bu yapılanları tadabileceğiniz, yorgunluk atıp dinlenebileceğiniz şirin ve otantik kafe ve restoranlara da yer verilmiş.
Burada her yıl, temmuz ayının son veya sondan bir önceki haftası “Grünwald Festivali” adı altında, otantik savaş kıyafetleri ile, temsili savaş gösterileri ve konserler düzenlenerek, tarihteki aynı isimli savaş anılmaktadır.
Köyün en ilginç kısımlarından biri de; eski arabaların sergilendiği, renkli bölümdü.
Biz otelimizden burası için sadece transfer istedik. Gidiş-dönüş için üç saat ayırdık ve bu süre bize kafi geldi. Şehirden otobüs ile gelmek isterseniz 323 nolu otobüs ile buraya ulaşabilirsiniz. Köyün açılış saati 10.00 olup kapanış saati için de 16.00 yazıyordu.
BELARUS NATİONAL HİSTORY MUSEUM
Belarus Ulusal Tarih Müzesi, 450.000 parçalık koleksiyonu ile çok zengindir. Antik çağlardan başlayarak günümüze kadar insanlığın ve Belarus Halkının hayatı gözler önüne serilmektedir. İlkel insanların kullandığı; avcılık ve tarım
aletleri, el sanatları ile ilgili objeler, eski el yazmaları, kitaplar , etnik kıyafetler, tablolar, paralar ve mühürler, dokumalar, süs eşyaları gibi pek çok farklı objeyi aynı anda izlemeniz mümkün
Müzede ayrıca; doldurulmuş hayvanlar ile birlikte, dünyanın farklı bölgelerinden ilginç canlı hayvanları da sergiliyorlardı.
Bizim özellikle gezmeyi arzu ettiğimiz; Belarus Güzel Sanatlar Müzesiydi, girişinde afiş ile duyurulan Ayvazovski nin eserleri bizi daha da fazla heyecanlandırdı. Ancak bilet almak için içeri girdiğimizde o günün akşamında bir etkinlik
yapılacağı, alacağımız bilet ile hem etkinliğe katılabileceğimiz hem de müzeyi gezebileceğimiz fakat bunun için de gece gelebileceğimiz söylendi. Bizim daha önceden yapılmış rezervasyonlarımız olduğundan maalesef üzülerek oradan ayrıldık. Sadece müzenin önünden birkaç kare paylaşabileceğim.