PANAMA KANALI ( PANAMA ) – ERTUĞRUL FIRATLI
PANAMA KANALI – Ertuğrul FIRATLI
Orta Amerika gezimizin son etabı, bölgenin en güçlü ve modern ülkesi Panama idi, buranın da en önemli durağı bilindiği gibi Panama kanalının görülmesidir. Bu kanal gemilerin rotalarını yarı yarıya kısalttığı gibi, bir ülkenin hızla zenginleşme sinide sağlamıştır. Atlas okyanusu ile Pasifik okyanusunu birbirine bağlayan kanalın önemini, dünya haritasını önümüze alıp incelediğimizde de net bir şekilde görmekteyiz. Gemiler Güney Amerika nın en uç noktası olan Horn burnunu dolaşarak kat edecekleri yolu, bu kanalı kullanmak sureti ile 13.000 km kısalt maktadırlar.
Tamamen mühendislik harikası olan kanal yolu üzerinde, tamamen suni olan Gatun baraj gölü bulunmaktadır. Ancak işin ilginç yanı, Gatun baraj gölü, deniz seviyesinden 28 metre yüksekte olmasıdır. Her iki okyanusa açılan yerde yükseltme/düşürme havuzlar bulunmakta, baraj gölünü ise gemiler normal seyrinde kat etmekteler. Kanalın Pasifik okyanusu tarafında Miraflores, Atlantik okyanusu tarafında da Gatun Locks bulunmaktadır. Her iki tarafta da ziyaretçiler için izleme platform ları oluşturulmuştur. Biz kanal ziyaretimizi ve
gözlemlerimizi Miraflores te gerçekleştirdik. Panama şehir merkezine 20 dakikalık mesafede olan Miraflores’e metro,otobüs, taksi ile ulaşılabilir. Hemen her otelde ve seyahat acentelerinde de günübirlik geziler düzenlenmektedir. Ancak ulaşılması ve gezilmesi kolay olduğu için kendiniz tarafından gezilmesini öneririm. Girişte
aldığınız bilet ile, kanalı seyredeceğiniz platforma çıkış, kanalın yapılışı ile ilgili müze, sergi salonu ziyareti, cafe, restaurant, kanalın özelliklerinin, tarihçesinin ve yapılışının gösterildiği sinema salonu ile anı eşyaları satış mağazalarının da bulunduğu bir kompleks e giriş yapılmaktadır. Kanalın çalışma prensibine gelecek olursak, okyanustan kanalın başlangıcına gelen gemi, Gatun gölü seviyesine çıkabilmek için üç adet havuzdan geçerek göle
ulaşabilmektedir. Gemi okyanus seviyesinde olan ilk havuza girdiğinde, bu havuzun kapakları kapatılarak havuza baraj gölünden su basılır ve havuz seviyesi yaklaşık 10 metre yükseltilerek ikinci havuzun seviyesine ulaşılınca gemi, kapaklar açılarak ikinci havuza alınır. Yeni havuzun kapaklarının kapatılmasından sonra bu havuza da su basılarak seviyesi yaklaşık 10
metre yükseltilir. Gemi, üçüncü ve son havuza geçtiğinde, aynı işlem ile göl seviyesine kadar su basılarak yükseltilir ve gemi göle açılır. Baraj gölünü normal seyrinde tamamlayan gemi, göl seviyesinden diğer okyanus seviyesine inebilmesi için
havuzlarda ters işlem yapılarak buradaki üç havuzu teker teker inerek okyanusa açılır. Paylaştığım videoda da görüleceği gibi, gemi havuzlar arasındaki geçişi, dört tarafından çelik halatlarla bağlı bulunduğu, havuzun iki tarafındaki raylar üzerinde hareket eden lokomotif görünümlü araçların kılavuzluğun da tamamlar, böylece havuzun
içinde düzgün durması da sağlanmış olmaktadır. Bu işlem yaklaşık 9-10 saat sürmektedir. Atlas okyanusu ile göl arasında üç tanesi çıkış, üç tanesi de iniş olmak üzere altı adet havuz, diğer Pasifik okyanusu tarafında da üç çıkış ve üç iniş olmak üzere altı tane toplam da 12 adet havuz bulunmaktadır. Havuzların eni ancak bir adet gemi alabilecek genişliktedir. Çok büyük tonajlı gemiler bu havuzlara sığmadığından kanaldan geçememektedirler. Kanalın şu durumda uzunluğu 81 km dir, ancak ilk açıldığında 77 km imiş ve daha sonra 2016 yılında yapılan çalışmalar ile bu son halini almış.
Tarihi geçmişine bakarsak, maddi manevi pek çok ödünler verilerek, 20.000 den fazla hayatın yok olması ile ve yıllar süren çabalar neticesinde bu kanal yapılmıştır. Dünyanın en pahalı kanal projesidir. İlk olarak kanalı yapmayı planlayan bir Fransız firması olup, ekibin başında Süveyş kanalını yapan Ferdinand de Lesseps bulunmaktadır ve 1880 yılında yapımına başlanmıştır. Ancak zorlu zemin çalışmaları, olumsuz hava şartları, bulaşıcı hastalıklar, peşlerini bırakmamış ve toprak kayması gibi afetler sonucunda firma iflas
etmiş ve 1904 yılında iş ABD firmalarına devredilmiştir. ABD firmaları inşaatı 1914 yılında bitirerek kanalı hizmete açmıştır. Ancak ABD bununla da yetinmeyerek Panama kanalını topraklarına dahil etmiştir. ABD firmaları ve ABD devleti Panama kanalından yıllarca büyük gelirler elde etmiştir. En sonun da 1999 yılında kanalın yönetimi ABD tarafından Panama devletine devredilmiştir. 2000 li yıllardan sonra Panama, kanal sayesinde hızla büyümeye ve ekonomisini düzeltmeye başlar, ancak hemen belirtmek gerekir ki halen ABD firmaları Panama da çok etkilidir.
Aşağıda ki fotoğraflar da Miraflores deki müzeye ait olup kanalın tarihi, kullanılan eşyalar, yaşanan olaylar hakkında bilgi vermektedir.