SEUL-1 ( GÜNEY KORE CUMHURUYETİ ) – ÜNSAL AKTAŞ
SEUL ( GÜNEY KORE CUMHURİYETİ ) – ÜNSAL AKTAŞ
Güney Kore Cumhuriyeti’nin başkenti Seul, tarihi kısımlarının büyük bir bölümünü yürüyerek keşfedebileceğiniz, kolaylıkla kavrayabileceğiniz keyifli bir şehir. Aynı zamanda çok gelişmiş modern ve büyük bir başkent. Bu gezi esnasında ülkenin kibar, saygılı, güler yüzlü, kurallara uyan insanlarının Türk olduğunuzu öğrendiklerinde size gösterecekleri yakın ilgi ve sevgi ayrıca içinizi ısıtacaktır. Ülkenin % 70 inin dağlık olmasına karşın Seul nispeten düz bir yapıya sahiptir. Bukagsan ve Namsan dağları ile çevrili şehir doğudan batıya uzanan Han nehri ile, kuzey ve güney olmak üzere adeta ikiye bölünmüştür. Bizleri daha çok ilgilendiren tarihi bölümler ağırlıklı olarak kuzeyde yer alır
Şehir tanıtımıma Seul’un en önemli meydanı olan ve 2009 yılında açılan Gwanghwamun ile başlamak istiyorum. Bu meydanın kuzey ucunda Gwanghwamun Kapısı ( ki arkasında Gyeongbokgung Kraliyet Sarayı yer almaktadır )
güney ucunda ise Cheonggye meydanı bulunmaktadır. Bu büyük meydan, ortasında çok geniş bir yaya yolunu barındıran 10 şeritli Sejong-ro yolunu içermektedir. Bu yol üzerinde iki önemli heykele ev sahipliği yapmaktadır.
Bunlardan ilki; Amiral Yi Sun Shin Heykelidir. Etrafında yer alan fıskiyeler sayesinde daha da gösterişli hale gelen heykel, Japon işgali sırasında zor ve kısıtlı şartlar altında çok büyük başarılara imza atmış ulusal kahramanlarından
Amiral Yi Sun Shin e aittir. Amiralin bu başarısının arkasında kendi icadı olan savaş gemisinin de payı bulunmaktadır ve küçük bir maketi de heykelin önünde sergilenmektedir. 17 metre uzunluğundaki heykelin yapım
tarihi 1968 yılıdır ve alt kısmında Amirale ait bir müze de ziyarete açıktır.
Diğer önemli heykel ise Kral Sejong a ait olup kendisi Hangıl olarak adlandırılan Kore alfabesinin mucididir. 6 metre uzunluğunda ve 20 ton ağırlığında olan heykel bronzdan yapılmıştır.
Kral Sejong un heykelinin hemen yan tarafında Sejong Sahne Sanatları Merkezi yer almaktadır. Yer altındaki üç kat ile birlikte altı katlı olan yapı; tiyatro, müze, kongre ve konferans salonu olarak hizmet vermektedir. Yine bu
meydana yakın olan ve dikkat çeken yapılardan biri de Kral Gojong’un taç giymesinin 40. yıl dönümü hatırasına yapılan anıttır ve geleneksel anlamda inşa edilen son yapılardan biridir.
Bu meydanı gezdikten sonra Gyeongbokgunug Sarayı’na yöneldik. Ön bilgi olarak belirtmem gerekiyor ki; Kore’de Joseon Hanedanlığı döneminde yönetim merkezi olan Seul ’de pek çok saray inşa edilmiştir ancak 1592-1598 yılları arasında gerçekleşen Japon işgali sırasında bazıları tahrip edilmiştir. 1910-1945 yılları arasında Kore, Japonya himayesine girmiş ve saray tahribatları devam etmiştir. Bununla da kalmamış 1950-1953 yılları arasında gerçekleşen Kore Savaşı sırasında Saraylar çok zarar görmüştür. Maalesef bu dönemlerin sonunda saraylardan pek fazla bir şey kalmamış, uzun yıllar süren yenileme çalışmaları sonucunda ayağa kaldırılan 5 saray günümüzde ziyarete açıktır. Bunlar;
_ Gyeonbokgung Sarayı
_Changdeokgung Sarayı
_Changgyeonggung Sarayı
_Deoksugung Sarayı
_Gyeonghuigunug Sarayı dır.
Bunlardan ilki ve en büyüğü size tanıtacağım Gyeongbokgung Sarayıdır. İkinci Kraliyet Sarayı olan Changdeokgung orijinal halini en fazla koruyan, bu nedenle de 1997 yılında Unesco Dünya Miras Listesine girmeyi hak eden önemli saraydır.
GYEONGBOKGUNG SARAYI;
Kral Taejo zamanında ( 1395 yılı ) inşa edilen saray, Japon işgali sırasında tahrip edilmiş, 300 yıl harap şekilde kaldıktan sonra 1990 yılında orijinal haline sadık kalınarak restorasyon çalışmaları başlamıştır. Şehrin merkezinde, yukarda tanıttığım Gwanghwamun meydanının kuzeyinde yer almaktadır. Sarayın ana ve en büyük kapısı olan
Gwanghwamun aynı zamanda her gün nöbet değişim törenlerine de sahne olmaktadır. Giriş kapısının yanındaki efsanevi yaratık olan Haetae girişe ayrı bir güzellik katmaktadır. Üç kemere sahip olan kapının ortadaki kemeri
Krala, diğer ikisi ise prens ve görevlilere aitmiş. Kapının restorasyonun en son 2010 yılında tamamlanabilmiştir.
Burası hem kral ve ailesinin yaşam alanı hem de ülkenin yönetim birimi olduğundan geniş bir alana yayılmakta, pek çok binadan oluşmaktadır. Geunjeongjeon Salonu; tahtın da içinde yer aldığı devlet yönetim işlerinin yürütüldüğü, ziyaretçilerin kabul edildiği resmi bölüm olduğundan ihtişamı ile hemen dikkatleri üzerine çekmektedir. Dışarda
görülen taşlar rütbe taşları olup tören sırasında görevlilerin duracakları yeri belirlemektedir.Ağırlıklı olarak ahşap
işçiliğine yer verilmiştir. Tahtın hemen arkasında yer alan panoda Kore topraklarını temsil eden 5 dağa yer
verilmiştir. Aynı panoda güneş ve ay da yer almaktadır. Tavandaki çift ejder motifi göze çarpacak güzelliktedir.
Saray aynı zamanda bünyesinde; “Kore Ulusal Halk Müzesi” ve “Kore Ulusal Saray Müzesi” olmak üzere iki müzeyi barındırmaktadır. Kore Ulusal Halk Müzesinde; Kore halkının yaşam tarzı, kültürü, sanatı, tarihi hakkında pek çok
bilgi edinebilirsiniz. Müzeye eşlik eden Pagoda, burayı çok daha çekici hale getirmektedir ve geçmişte Moğol İmparatorunun hediyesidir.
Geleneksel kıyafetleri içinde müzeyi ziyarete gelen öğrenciler bizim için güzel bir sürpriz olmuştu. Hemen belirtmem gerekiyor ki müzelere öğrenci ziyaretleri çok fazlaydı. Müzenin girişindeki Çin Zodyak taş heykelleri de hayli ilgi çekiciydi.