ULUSAL ANTROPOLOJİ MÜZESİ – MEXİCO CİTY ( MEKSİKA ) – EMEL FIRATLI
ULUSAL ANTROPOLOJİ MÜZESİ – MEXİCO CİTY ( MEKSİKA ) – EMEL FIRATLI
Mexico city şehrinin tanıtım yazısında belirttiğim gibi, tek başına ele alınmasını gerektirecek kadar kapsamlı, alanında dünyaca ünlü bir müzedir. Mexico city nin en çok turist ağırlayan noktalarından biridir. 1500 lü yıllarda İspanyolların buraya gelmesinden önceki tüm uygarlıklara ait eserler sergilenmektedir. O dönemlere ait; Olmekler, Toltekler, Aztek ve Maya uygarlıklarına ev sahipliği yapmaktadır. İçerdeki eserlerin çoğu orijinal olup tabii ki replikaları da bulunmaktadır.
Müze çok kapsamlı olduğundan uzunca vakit ayırmanız gerekiyor. Yahut bizim gibi önceden planlayarak, önemli bölümleri ziyaret edebilirsiniz. Mexico City şehrinin, Chapultepec parkında bulunan müzenin girişindeki mimari yapı oldukça ilginç ; bütün salonların üzerini kaplayan çatı, tek bir sütun üzerine oturtulmuş, böylece Meksika da yaşamış olan bütün medeniyetleri bir çatı altında birleştirmeyi sembolize etmişler.
Aşağıdaki Meksika’ya ait bir hayat ağacı olup, burada yaşamış olan farklı etnik gruplara ait yaşantıları, kıyafetleri temsil etmektedir. Halen, bu kıyafetlerin bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Meksika’da 500 den fazla etnik
grup bulunmaktadır ve bunların bir kısmı, orijinal yaşam tarzlarını aynen devam ettirmektedirler. Tabii gençler sürekli büyük şehirlere göç ettiğinden, sayıları gittikçe azalmaktadır. Bazı köylerde nüfus artık 30-40 kişiye kadar düşmüş olsa da gelenekler yaşatılmaktadır.
Genellikle kendi aralarında evlilik yapmaktadırlar ve bazı kabilelerde bu konuda çok katı kurallar geçerli
olmaktadır. Etnik grupları kıyafetlerinden de tanıyabiliyoruz ve bu en belirleyici özelliklerden biridir. Geçimlerini genellikle tarım ve balıkçılıktan sağlamaktadırlar.
Meksika’da Hristiyanlık dini bir kültür haline dönüşmüştür ve bunu en belirgin olarak cenaze törenlerinde görmekteyiz. Tören sırasında, Hristiyanlıkta olmayan fakat burada uygulanan, müzik gösterilerine şahit olmaktayız.
Aşağıdaki fotoğraf ölüler gününde giyilen kıyafetlere örnek teşkil etmektedir.
Yine aşağıda, köylerdeki yaşama, avlanma esnasında kullandıkları aletlere ait örnekler verilmektedir. Aztek
köylerinde buna benzer bakkal dükkânları bulunmaktaymış. Camekanlı bölümde erkek ve kız çocuklarının vaftiz
töreninde giydikleri kıyafetler sergilenmektedir.
Aztek köylerinde bir rahibin sergilendiği bölüm görülmektedir, özellikle onun asası büyük önem taşımaktadır. Rahip görevini bıraktığında asasını kime teslim ederse, onun seçtiği insan görevi devir almaktadır.
Aşağıdaki, özellikle Meksika’nın melezleşmesini anlatan güzel bir resimdir. İspanyol bir erkeğin, Aztek kadınla evlenmesi ve melez çocuklarının olmasını göstermektedir.
Videosunu paylaşacağım çalışma benim çok ilgimi çekmişti. Meksikada yaşayan insanların görünümleri ve yine aynı insanların kafataslarının görünümü üzerine bir çalışma olup sağa, sola doğru hareket ettiğinizde ; kafatasının yüze, yüzün kafatasına dönüştüğünü görebiliyorsunuz.
İlginç bir şekilde, Meksika’da dünyanın her yerinden insan tipleri ve yine dünyanın çok farklı bölgelerinden canlı türlerine burada rastlayabiliyorsunuz. Bunun sonucu da; kıtaların bir zamanlar birbiriyle ilişkili olduğu veya kıtalar arasında bir göç yolunun olduğu şeklinde görüşler ortaya atılmasına neden olmaktadır.
Mayalar, imparatorluk haline hiç gelmemiş, birbirlerine yakın mesafelerde fakat farklı farklı yerlerde yaşamışlardır. El Salvador da bile mayaların yaşam alanlarını gördük ve sizlerle paylaşacağız. Mayaların % 80 i Meksika’da
yaşamıştır. Guatemala, Honduras ve El Salvador’da da yaşam alanları bulunmuştur. Ayrı ayrı yaşamalarına rağmen benzer gelişmeler göstermiş, kültürleri benzer şekilde etkilenmiştir. En büyük farklılığı El Salvador dosyasında anlatacağımız üzere, oradaki mayaların ; saunayı bulmaları ve aktif olarak kullanmalarıdır. Hatta sağlıklı olduğunu düşündüklerinden doğumda bile saunadan faydalanmışlardır. Bu konuyu detaylı olarak El Salvador dosyasında anlatacağım.
Meksika’da “Mural” duvar resimlerine verilen isimdir. Aslında bir çeşit sanat dalı olup, Meksikalılar bu konuda çok başarılıdırlar. Özellikle “Büyük Üçlü” olarak hatırlanan; Meksikalı sanatçılar; “Diego Rivera”, “Jose Clemente Orozco” ve “David Siqueiros” bu konuda dünyaca ünlüdürler. Müzede de bu sanatın güzel bir örneği
sergilenmektedir. Meksikalılar , bu resimlerle bir nevi siyasi tarihlerini anlatmışlar ve genç kuşaklarda tarih bilincinin gelişmesini hedeflemişlerdir.
Meksika’da pek çok Maya şehri bulunmaktadır, bunlardan en önemlilerinden biri de Palenque şehridir. Bu şehirde Kral Pacal’a ait mezar bulunmaktadır. Normalde buradaki piramitlerin hiç birinde mezar bulunmamaktadır fakat
Kral Pacal’a ait yapılan piramidin içinde diğerlerinden farklı olarak krala ait mezar vardır. Şekil olarak da oval bir yapı tarzındadır. Kral Pacal 80 yıllık ömrü ile en uzun yaşayan Maya kralıdır. İşte bu kralın mezarının bir replikası bu müzede bulunmaktadır.
Palenque şehri özellikle önemlidir çünkü Mayalar hakkında pek çok bilgiye özellikle 1900 lü yılların başında Hollanda göçmeni bir A.B.D li avukatın burada araştırmaya başlaması, uzun ve zahmetli çalışmalar sonrası tam umudu kesecekken bu şehri bulması ile ulaşıyoruz. Orman içinde saklanmış ve içinde temiz su sisteminin olduğu şehir bize Mayalar hakkında pek çok bilgiyi sunmuştur.
Yine çok ilginç olan, bu mezarda “Göklerden geldi, göklere gitti” yazmaktadır ve bu ibare Mayaların uzaylı olduğunu savunanlar açısından kanıt olarak ileri sürülmektedir. Öldükten sonra kralların yüzüne maske takıldığı biliniyor bu mezarda da bunu görüyoruz. Ancak sadece cenazelerde ve ölenlerin yüzüne değil, önemli günlerde de maske takabiliyorlar.
Aşağıdaki fotoğraflar Aztekler öncesi döneme ait olup Olmek uygarlığına ait kafa heykelleri. Bu heykellerdeki tiplerin Afrika kökenlilere benzemesi yukardaki savı kuvvetlendirmektedir.
Gelelim Mayaların kültüründe çok önemli bir yeri olan “ Pok ta pok” oyununa; bir nevi basketbola benzeyen bu oyun aslında dini bir ritüel olup sonunda kurban töreni ile bitmekteydi. Amaç kauçuktan yapılan ve yaklaşık olarak 4 kg. ağırlığında olan topu, 6 metre yükseklikte bulunan çemberlerden geçirmekti. Ancak zor olan tarafı bu oyun
sırasında sadece omuz, kalça ve dirsekler kullanılabiliyordu. Karşılıklı iki takım bu oyunu oynuyor, kazanan tarafın kaptanı sonuçta kurban ediliyordu. Kaptanlar, kazanmak için saatlerce oynuyor, büyük çabalar sarf ediyor ve sonuçta kazanan kurban ediliyordu. Ama bunu büyük bir zevkle yapıyorlardı, çünkü bu onlar için çok büyük bir onur ve şeref meselesi oluyordu. Müzede bu oyun ile ilgili video da seyredebiliyorsunuz.
Sıra müzenin en önemli parçalarından biri olan Aztek Takvim Taşında; 2.6 ton ağırlığında, 3,5 metre çapında olup Azteklerin Takvim Taşı veya Güneş Taşı olarak bilinmektedir. Aslında bu takvim hakkında bildiklerimiz yalnızca % 10 luk kısmıdır ve çoğu da tahminlere dayanmaktadır. Gerçek olan bir şey var ki; Aztekler, bir ayda 20 gün olduğu ve
bir yılda 18 ay olduğunu tespit etmişler. Dolayısıyla bir yılda 360 gün olduğunu bulmuşlar. Diğer 5 günü de aslında bulmuşlar fakat bu 5 günü saymak istememişler çünkü bu günlerin lanetli olduğunu kabul etmişler.
Takvimde her biri 800-900 yıla tekabül eden ve Baktun denilen dönemler hesaplanmıştır. İnançlarına göre de her bir Baktunun sonunda bir felaket olmaktadır. Ortadaki bölümün etrafında farklı figürler bulunmaktadır ve bunların her biri farklı bir Baktun dönemini işaret etmektedir. 4. Baktun sonu 2012 yılına denk gelmekteydi ve epey bir süre dünyanın gündemini meşgul etti. Hala bu konuda farklı görüşler ileri sürülmektedir.
Takvim; ekinoks zamanlarını, mevsimleri, yağmurlu ve yağmursuz zamanları gösteren değerli bir mirastır. En dış kısım; günleri, orta kısım; ayları göstermektedir.
Müzenin ilginç detaylarından biri de Azteklerin, Mexico City şehrini kurma hikayeleri ve bununla ilgili harita ve maketlerdi ancak bunu Mexico City dosyasında anlattığım için burada yer vermiyor, müze ile ilgili birkaç fotoğraf daha paylaşıyorum.
Kadim Mezoamerika uygarlıklarına ait mağara duvar resimlerinden bir örnek
Taş işçiliği hakkında güzel bir fikir veren replika