TRANSİLVANYA’NIN SAKİN YÜZÜ; FAGARAŞ – GÖKHAN FIRATLI
TRANSİLVANYA’NIN SAKİN YÜZÜ; FAGARAŞ
Romanya’nın orta kesiminde konumlanmış, Latincede “Ormanın ötesi” anlamına gelen “Transilvanya” ortaçağdan kalma kasabaları, gotik mimarisi, sisli ormanları ve dünyaca bilinen Drakula efsanesi ile ünlüdür. Macar, Osmanlı, Sakson (Alman), Romen tarihi ve kültürleri burada iç içe geçerek zengin bir mozaik oluşturmuştur.
Bu çarpıcı ve turistik bölgenin; Braşov, Sibiu, Cluj, Napoca, Sighişoara gibi ünlü şehirleri kadar tanınmasa da Fagaraş, Transilvanya’nın sakin yüzü olarak atlanmaması ve gezilmesi gereken bir kentidir. Diğer şehirleri sonraya bırakarak bu yazıda sizlere Fagaraşı tanıtmak isterim.
Bu sevimli şehir de; renkli evleri, tarihi kalesi, büyüleyici dağ manzaralarıyla hem tarih hem de doğa tutkunlarına bir şeyler vermeyi vaad etmektedir.
Şehrin adını veren Fagaraş Dağları, Romanya’nın en yüksek zirvesi Moldoveanu’ya ev sahipliği yapmaktadır. Birkaç kilometre uzaklıktaki “Transfagaraşan Yolu” dünyanın en güzel dağ yollarından biri olarak kabul edilmektedir. Yazın doğa yürüyüşleri kışın ise kayak aktiviteleriyle dört mevsim cazibesini korumaktadır.
Dar sokakları süsleyen 18. ve 19. Yy. dan kalma renkli cepheleriyle dikkat çeken Romen ve Sakson evleri, şehri güzelleştirmektedir.
Kentin simgesi ve en dikkat çeken bölümü şüphesiz kalesi olacaktır. Ortaçağın izlerini taşıyan ve 14. Yy.da inşa edilen kale, hendek ile çevrilidir. Romanya’nın en iyi korunmuş Ortaçağ Kalelerinden biri olup hem savunma amaçlı hem de soylular için ikametgâh olarak kullanılmıştır. İçi su dolu hendek, yansımaları sayesinde kaleyi çok çekici hale getirmekte gündüz ayrı, gece ayrı müthiş görüntüler sunmaktadır. Hendek 1572 yılına tarihlenmektedir. Kentin içinden geçen Olt Nehrinden beslenmekte ve gerektiğinde su seviyesi üç katına kadar çıkabilmektedir.
Bu arada hemen belirteyim her Cumartesi ve Pazar saat 12 de burada olursanız, üzerine zırh giymiş on kişilik muhafız eşliğinde yapılan nöbet değişimi törenini de izleyebilirsiniz. Tören sırasında bu muhafızların yanında gelen kadın, duyuru okumaktadır.
Pek çok önemli hükümdara ev sahipliği yapan ve savunma için kullanılan kale, fethedilemez ünvanını da taşımaktadır. 1599 yılında kaleyi işgal eden Mihai Viteazul, kaleyi eşi Doamna Stanca’ya bağışlamış ve sonrasında bir dönem kale burada verilen büyük davetler ve balolar ile anılır olmuştur. Kale bahçesindeki heykel , Leydi Stancaya aittir.
Habsburg egemenliğine geçtikten sonra ihtişamını kaybeden kale, 1948-1960 yılları arasında siyasi hapishane olarak da kullanılmıştır.
Kale içinde yer alan müze, sizi zaman yolculuğuna çıkaracak, Ortaçağdan gelen silahlar ve objeler, Osmanlı döneminden kalan eşyalar, ilginizi çekecektir. Fagaraş yöresine ait kıyafetleri, döşemelerde kullanılan kumaşları inceleyebilirsiniz. Ayrıca prenseslere ait yatak odaları, 1800 lü yıllara ait cam eşya koleksiyonu görülecekler arasında sayılabilir.
Kale, İçinde değerli sergiler olan altmıştan fazla odaya sahiptir. Sadece tarihi eserler değil sanat eserleri ve bir kütüphaneye de ev sahipliği yapmaktadır.
Taht odası, zamanın parlak dönemlerine uygun ve Rönesans tarzı döşemesiyle dikkat çekicidir.
İkonların sergilendiği salon, Komünist dönemde sorgu odası olarak kullanılmıştır. Sergilenen eserler, Fagaraştaki Reform Kilisesinden getirilmiştir.
Thomary Kulesi, adını burayı 1500 lü yıllarda yöneten Thomary ailesinden almaktadır. Balık sembollü sandalyeler, mumlar ve şamdanlar ile farklı bir görünüme sahiptir.
Turistlerin büyük ilgi gösterdiği bölümlerden biri de işkence odasıdır. Müzede yer alan ve kendisinden esinlenilerek pek çok müziğe ve filme konu olan “Demir Kız” “ Iron Maiden” işkence aleti mutlaka görülmesi gerekenler arsında yer almalıdır. Gerçekten etkileyici bir mekanizması olan ve 18.Yy.da kaleye getirilen alet, mahkumun kendi kendini bilmeden ve isteyerek öldürmesini sağlıyordu. İdama cezası alan mahkuma, aletin içindeki Meryem anayı son kez
öpme izni verildiği söylenmekte ancak mahkum bunun için hamle yaptığında mekanizma hızla kapanıp içinden çıkan bıçakların sivri ucu mahkuma saplanmaktadır. Üstelik de hemen ölmesini engelleyecek şekilde dizayn edildiğinden bu ölüm acı çektirerek olmaktaydı. Ceset alttan açılan bir mekanizma ile 8-10 metre yüksekten düşüyor sonrasında da Olt nehrine tahliye ediliyordu. Buradaki işkence aleti, bir kopyadır.
Kale ile şehir merkezini bağlayan Merkez Parkı, özellikle yürüyüş yapmak ve kısa bir mola vermek için ideal bir ortam sunmaktadır.
Fagaraş’ın en görkemli dini yapısı, Vaftizci Yahya Ortodoks Katedrali olup kalenin hemen yanında konumlanmaktadır. Zaten altın kubbesi ile dikkatleri çekmektedir.