DUVARLARIN ANLATTIĞI HİKAYE; SİNOP CEZAEVİ

 

 

DUVARLARIN ANLATTIĞI HİKAYE; SİNOP CEZAEVİ

1_640x480

Sinop, Karadeniz’in kıyısında huzurlu, modern, yeşili ve mavisi bol sevimli bir şehir. Ancak kentin simgelerinden Sinop Cezaevi, bir o kadar hüzünlü. Burada sadece hükümlüler değil sert rüzgarlar, Karadeniz’in uğultulu dalgaları da hapsolmuş. Mahkumların acıları, umutları, özgürlükleri ve özlemleri duvarlara sinmiş. Siz hiçbir mekanda duvarların size bir şeyler anlattığını hissettiniz mi?

5_640x480

6_640x480

2_640x480

Kökeni Helenistik döneme uzanan Sinop Kalesi Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde korunmuş ve her biri farklı düzenlemeler yaparak değişik amaçlarla kullanmışlardır. Duvarlarına bakarak farklı dönemleri bir arada gözlemlemek bile mümkün. 16. Yy. Da bazı bölümleri hapishane olarak düzenlenmiştir.

3_640x480

4_640x480

Cezaevinin bulunduğu iç kale Selçuklular döneminde yapılmış, önce tersane olarak hizmet vermiş, 1560 yılından sonra da zindan olarak kullanılmıştır. 1885 yılında da atıl durumdaki tersane yerine Sinop Cezaevi kurulmuştur.

9_360x480

12_640x480

7_640x480

13_640x480

8_640x480

27-B_360x480

Üç tarafı denizle çevrili olması, sağlam taş duvarları ve yoğun nem oranı ile mahkumları fiziksel ve psikolojik olarak zorlayan hapishane, kaçmanın imkânsız olması nedeniyle “Anadolu’nun Alcatrası” olarak ünlenmiştir.

Kesme taş ve tuğla kullanılarak U planlı inşa edilen hapishane, yüksek duvarlarla birbirinden ayrılmış kuzey, orta ve güney olarak üç bölümden oluşmaktadır. Mahkumların kaldığı koğuşlar hem zemin katta hem de 1. Katta simetrik düzende yerleştirilmiş olup toplam 28 koğuş bulunmaktadır.

10_640x480

23_640x480

22_640x480

24_640x480

Biz ziyaret ettiğimizde hapishanenin büyük bir bölümü tadilatta olduğundan kapalıydı. Günümüzde müze olarak hizmet veren hapishanede müze statüsüne uygun güzel düzenlemeler yapılmış . Ancak orijinalini görenler, o durumunun çok daha etkileyici olduğunu söylemekteler. Biz eski halini görmediğimiz için sağlıklı yorum yapamayacağız.

14_640x480

15_640x480

16_640x480

17_640x480

18_640x480

20_640x480

19_640x480

Sinop Cezaevi sadece suçluların değil dönemlerinin muhalif yazar ve şairlerinin de mekanı olmuştur. Burada kalan önemli siyasetçi ve edebiyatçıların arasında Kerim Korcan, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Eşber Yağmurdereli, Mustafa Suphi, Burhan Felek, Zekeriya Sertel, Refi Cevat yer almaktadır.

Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül” şiiri burada yazılmış ve Sinop Cezaevinin simgesi olarak çok daha fazla tanınmasına neden olmuştur.

26_640x480

25_360x480

Hatta burası bir hanın da geçici sürgün yeri olarak da kullanılmıştır. Osmanlı, Kırımdaki taht mücadeleleri ve iç karışıklığını kontrol etmek amacıyla 1713 yılında Kırım Hanı II. Devlet Giray’ı geçici ve güvenli bir sürgün yeri olarak Sinop Cezaevine göndermiştir.

27_360x480

28_640x480

29_640x480

 

33_640x480

Burada, “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” ve “Pardon” gibi filmler ile “Parmaklıklar ardında”, “Tatar Ramazan”, “Eski şehrin gözyaşları” gibi diziler çekilmiştir.

1996 yılında tamamen boşaltılarak Kültür Bakanlığına devredilmiş ve 2000 yılında açık hava müzesi olarak hizmete açılmıştır.

32_640x480

34_640x480