PASAPORTUMDAKİ HATIRA DAMGALAR (EMEL FIRATLI)

 

PASAPORTUMDAKİ HATIRA DAMGALAR

EMEL FIRATLI

Pasaportlara vurulan her giriş-çıkış damgaları biz gezginler için çok önemlidir. Her yeni damga; yeni maceralara, anılara, tatlara, bilgilere açılan birer penceredir.

Pasaportun sayfaları bir an evvel dolsun, yeni hedefler konsun ve gerçekleşsin isteriz.

Bazen gidilen özel bir bölgenin, sarayın, şehrin, olayın anısına bastığımız özel hatıra damgaları da var.Bunlar  görmekten büyük zevk aldığımız, pek çok güzel anıyı  taşıyor.

Bu damgalar sadece bizim değil, bazı ülkelerin pasaport polislerinin de dikkatini çekiyor ve bu damgalar üzerine aramızda hoş sohbetler gerçekleşiyordu. Bu olayı birkaç yerde yaşayınca bu yazıyı kaleme almaya karar verdim ve bu özgün mühürlerin  bir kısmını bu yazımda paylaşacağım. Diğerleri başka yazılara.

  • Check point Charlie;

resim 1_640x480

1961-1990 seneleri arasında Doğu ve Batı Berlin arasında kullanılmış geçiş kapısıdır.

Günümüzde o bölgede turistik amaçlı kullanım için temsili olarak bir kapı ve askerler bulunur. Berlin’i ziyaret eden turistlerin en çok ilgi gösterdiği noktalardan biridir ve orada bu askerlerle fotoğraf çektirebilir hatta ufak bir ücret karşılığı pasaportunuza veya dilediğiniz başka bir yere o zamanın damgalarından vurdurabilirsiniz ki bu da işin olmazsa olmazıdır. Ben çok orijinal olan bu damgaların hepsini vurdurttum.(resim 2-3-4-5 )

resim 2_640x360

resim 3_640x480

resim 4_270x480

 

resim 5_640x480

.Machu-Piccu

resim 6_640x480

2007 yılında dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilen ve günümüze kadar çok iyi korunmuş şekilde ulaşan İnka’ların antik başkenti. İyi ki gittim, gördüm ,hissettim ve iyi ki yaşadım, dokundum diyeceğim ender mekanlardan birisi, daha sonra geniş geniş anlatmak isterim.(resim 7-8 )

resim 7_640x425

resim 8_640x425

.Cape of Good Hope (ümit Burnu)

resim 9_640x480

İki okyanusun birleştiği Afrika kıtasının güneyindeki en uç noktası (Aslında değil ve nokta 160 km güneydoğudaki Agulhas Burnu) ve ben orayı görme şansını 2016 da elde ettim. Babunlarla içli dışlı yemek yiyip, bir tarafta Atlantik okyanusu bir tarafta Hint okyanusunu seyrederek içeceklerimizi yudumlarken Allah’a şükrettiğim ender yerlerden biri. Şimdi söyleyin burası hatıra damgasını hak etmiyor mu?

Oradaki hediyelik eşya dükkanından aldığım minik şişenin içine  İki okyanusun suyundan ve toprağından  örnek koymuşlar. Üzerinde de  “two ocean” yazıyor. Sahi ülkenin bu marka ile dünyaca ünlü şarapları da var.

resim 10_640x480

resim 11_640x480

resim 12_360x480

resim 13_640x480

.Şogun Sarayı (Nijo Sarayı-Kyoto)

resim 14_360x480

Kyoto’daki Nijo kalesinde çıplak ayakla yürürken adeta Şogunların zamanına tarihte yolculuk yaptık. Yürüdükçe zeminden gelen ses şogunların güvenliği için özel tasarlanmış. Derin sessizlik içinde sadece ayaklarınızın üzerine bastığınızda  duyulan ses eşliğinde toplantı salonlarını, özel odalarını gezerken, tarihe tanıklık etmiş duvarları tutarken, tarihi dokuyu ve havayı teneffüs ederken, Japon tarihini yeniden keşfederken bu atmosferin etkisiyle doğal olarak basıyorsun damgayı pasaporta. Bu saraydan fazla fotoğraf paylaşamıyorum çünkü içerde çekim yapmak yasaktı.

resim 15_640x480

resim 16_640x480
resim 17_640x480