AKDENİZ’İN IŞILTILI MÜCEVHERİ MARBELLA – GEZGİN YÜZLER
AKDENİZ’İN IŞILTILI MÜCEVHERİ MARBELLA
Jet sosyetenin bir zamanlar özellikle de 1950-1980 yılları arasında, gerçekten ışıltılı mücevheri olan Marbella, günümüzde hala dünyadaki önemli turistik merkezler arasında sayılsa da eski ihtişamı söz konusu değildir. Marbella Club Hotel ile başlayan ve devamında buraya eklenen lüks oteller ile zamanın dünyaca ünlü artistleri, aristokratları, milyarderleri ve kraliyet üyeleri için burası vaz geçilmez bir adres olmuş, 1970 yılında açılan yat limanı da bu ilgiyi zirveye taşımıştır.
Küresel turizmin yaygınlaşması ve dünyanın pek çok noktasına erişimin kolaylaşmasıyla Marbella eski önemini yitirmiş, sanki herkese hitap eder duruma gelmiştir. Ancak bu söylediklerimiz sizi yanıltmasın hala bu güzel şehir;daracık sokaklarıyla, beyaz boyalı binalarıyla, portakal ağaçları ve begonvilleriyle sizi sarıp sarmalayacaktır.
Costa del Sol’ün Malaga gibi önemli şehirlerinden biri olan Marbellaya biz Malagadan otobüs ile ulaşım sağladık. Otobüs terminali ile eski şehir merkezi arası yakın olup rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Gerçi eski şehre giderken yokuş aşağı pek fark etmeseniz de dönüşte günün yorgunluğu ile birleştiğinde bu yokuş sizi hayli yorabilir.
Yürüyüşe başladıktan kısa bir süre sonra eski şehrin sur duvarları ve kaleyi göreceksiniz. Müslümanların hâkim olduğu dönemde yapılan kalenin ve sur duvarlarının ancak bir kısmı günümüze ulaşabilmiştir. 20 civarında kuleye ve üç girişe sahip olan kale, kesme taştan inşa edilmiştir. Tabii sadece Mağribi değil, Hristiyan ve modern etkileri de bu kalan duvarlar üzerinde görebilmekteyiz.
Eski şehirde ( Casco Antiguo) Arnavut kaldırımlı daracık sokaklardan geçerek ulaştığınız küçük ve sevimli meydanlarda sizi bekleyen kafelerde kahvenizi yudumlamak büyük keyif verecektir. Üstelik genellikle beyaza boyanmış binalar hem begonvillerle, portakal ağaçlaryla hem de duvarlara eklenen süslemeler ve saksılarla çok daha
çekici hale getirilmiş. Özellikle de Naranjos Meydanında adeta zaman durmuş gibi. Meydan adını ortasındaki portakal ağaçlarından almaktadır. Kuruluşu 1485 yılına ve Katoliklerin Marbellayı fethetmesi sonrasına dayanmaktadır. Günümüzde restoran ve kafelerin masa sandalyeleri ile doldurulmuş bu meydan, hem kahve içmek hem de yemek için ilk akla gelen yer olmalıdır.
Naranjos Meydanının kenarında yer alan küçük Santiago Şapeli, 15. Yy a tarihlenmektedir. Bu Katolik Kilisesinin mimarisi Endülüs tarzında olup şehrin en eski dini yapısıdır.
Aynı meydanda yer alan Belediye Binası ( Aytuntamiento) Rönesans dönemi yapılarından olup 16. Yy.a tarihlenmektedir. Zaten yüzeyindeki kabartmalar da bunu rahatlıkla göstermektedir.
Meydanın bir diğer önemli binası da 1500 lü yıllardan kalan ve ahşap pencereleri ve çiçekli balkonlarıyla Endülüs tarzını yansıtan Casa del Corregidor dur.
Şehrin en dikkat çeken yapılarından biri “İglesia Mayor de la Encarnacio- Enkarnasyon Kilisesi”” olup 17. Yy yapımıdır. Hem Barok hem de Gotik tarzlarını yansıtan kilise, dış cephesiyle de ahşap oymalarla süslü iç cephesiyle görülmeyi hak etmektedir. Kilise, etrafı taş binalar be büyük ağaçlarla çevrili “Plaza de la Iglesi” meydanına
bakmaktadır. Bu meydanda sadece ibadete değil, çok şık kıyafetler içinde düğün merasimine gelen konukları da bir arada görebilmektesiniz. Halkın içine girmek onlarla bir arada bulunmak açısından güzel imkanlar sunmaktadır.
Bu büyük Kilisenin yakınında San Juan de Dios Hastanesine ait olan ve 16. Yy a tarihlenen küçük ama dikkat çekici bir şapel bulunmaktadır. Girişi ilginç olan şapelin özlelikle iç mekandaki mudejar tavanı görülmelidir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi daracık sokaklar küçük ama çok sevimli meydanlara çıkmakta. Aşağıda paylaştığımız şirin meydanda içtiğimiz kahvenin tadını ve keyfini unutmamız mümkün değil, bakar mısınız güzelliğine
Şehrin merkezinde yer alan ve çok güzel düzenlenmiş Alameda Parkı, hem sahile yürüyüş yapmak için kullanabileceğiniz hem de keyifli bir mola verebileceğiniz harika bir yer. İçinde bulunan çiniden yapılmış banklar, havuzlar da buranın görselliğini zenginleştirmekte ve kültürüne dair örnekler sergilemektedir.
Şehrin en az tarihi kısmı kadar kıyı şeridi yani Paseo Maritomo da sizi etkileyecektir. Palmiye ağaçlarıyla çevrili uzun yürüyüş yolu aynı zamanda sanatla iç içe olduğundan gerçekten büyüleyici bir havaya sahiptir. Buraya bağlanan yollardan biri olan Avenida del Mar , Salvador Dali’ye ait bronz eserlerin bazıları açık havada sergilenmektedir. Bunlardan bazıları;
*Don Quijote
*Gala Pencerede
*Yunus üzerinde adam
*Tanrı Merkür
*Trajanus’un heykeli gibi
Burada sadece heykeller değil aynı zamanda sanatçılar da canlı performans sergilenmekte ve eserlerini görebilmektesiniz.