CEZAYİR – BAŞKENT CEZAYİR ( ALGERİA – ALGER ) EMEL FIRATLI

 

 

CEZAYİR – BAŞKENT CEZAYİR ( ALGERİA – ALGER ) EMEL FIRATLI

CEZAYİR HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ

Yeni destinasyonumuzun Cezayir olduğunu öğrenen pek çok kişi, “orada ne işiniz var” diyerek tepki gösterdi. Ne yalan söyleyeyim, benim kafamda da biraz farklı bir Cezayir yer alıyordu. Ama umduğumdan çok fazlasını buldum burada.

başkent cezayir-1_640x360

Öyle bir ülke ki; uzak geçmişinde önemli bir yer tutan, Fenike uygarlığı ve yerel kavimlerin devamı olarak başladığı tarih sayfalarına Roma İmparatorluğu ile devam ederken, o dönemde yapılan antik kentlerin bir bölümü günümüze kadar ve ilginçtir pek çok özelliğini koruyarak gelmiş. Böylesine büyük ve etkileyici antik kentler insanı şaşırtıyor ve içlerinde gezerken, buralara ait tarihi dinlerken neredeyse sizi içine çekip sarıp sarmalıyor.

başkent cezayir-7_640x480

başkent cezayir-68_640x480

başkent cezayir-3_640x463

başkent cezayir-13_640x360

Kısa dönemlerle Vandallar ve Bizans’ın kontrolünde kaldıktan sonra, Arapların burayı işgal etmeleri, ülkenin kültür ve dini inancında değişikliklere sebep olmuştur. Sonrasında Barbaros Hayrettin Paşa ile başlayan Osmanlı Dönemi dile kolay 300 yıl sürmüş. Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği altında iken yapılan pek çok tarihi eseri gezerken gurur duyuyorsunuz ve heyecanlan mamanız mümkün değil. Osmanlı vurmuş damgasını ama hemen belirteyim daha sonra 132 yıl bu topraklarda hüküm süren Fransa’nın etkisi çok daha fazla hissediliyor. Oysa ne ilginçtir ki Cezayirliler, Fransızlar nedeniyle çok acılar çektiler. Fransa’ya karşı verilen bağımsızlık mücadelesini dinlerken duygulan mamanız mümkün değil.

başkent cezayir-5_640x480

başkent cezayir-6_640x480

başkent cezayir-9_640x480

İşte bu dönemlerin her biri burada tortularını bırakmış ve Berberi kültürü ile harmanlanarak çok farklı, çarpıcı bir sonuca neden olmuş. Yaşam tarzlarıyla, kültürleriyle, dilleriyle tamamen kendine has bir ülke hatta öyle ki; burada yaşayan insanların, tipleri ve renkleri de farklılaşmış.

başkent cezayir-12_640x360

başkent cezayir-10_640x480

Afrika’nın en büyük ülkesi olan Cezayir’in % 80 kadar büyük bir kısmı çöllerden oluşuyor. Biz Atlas Dağları ile Akdeniz arasında yer alan ve en verimli olan bölgede; Annaba, Guelma, Batna, Konstantin, Setif, Cezayir, Tipaza, Oran gibi pek çok şehri ziyaret ederek neredeyse baştan başa Kuzey bölümünü görmüş olduk. Şehirleri anlatırken daha ayrıntılı bilgiler vermeye çalışacağız. Daha aşağı bölgeleri göremediğimiz için anlatılanlar ile yetinmek durumunda kaldık. Aşağı bölgelerde zengin maden yatakları bulunmakta ayrıca doğal gaz ve petrole de sahip olan zengin bir ülke. Ancak bu zenginlik halka yansımayıp belirli bir zümrenin inisiyatifinde bulunmaktadır. Cezayir’in,

büyük bir kısmı çöl ve düz arazi olsa da çölde bulunan Hoggar Dağlarının yanı sıra ülkenin en yüksek dağı Djurdjura ve çift sıradağ olarak sıralanan Atlas Dağları ile şekillenmiştir.

başkent cezayir-4_640x480

başkent cezayir-2_640x359

Seyahatimiz esnasında bizi en çok zorlayan polis eskortu eşliğinde gezmemiz oldu. Turistik ve gelişmiş bölgeler dışında ve özellikle şehirler arası yollarda mutlaka polis eskortu eşlinde gezmeniz gerekiyor. Ama bırakın şehirleri, her bir kasaba sınırında bile polisler, görevlerini yeni ekibe aktarıyor ve değişim yapıyorlar. Ancak bu değişim esnasında doldurulan formlar, yeni ekibin aracının gecikmesi, değişimin çok sık olması, inanın bazen insanı çileden çıkarıyor. Tabii bunların hepsi vakit kaybına ve programınızın aksamasına neden oluyor. Yerel rehberlerden ve halktan gözlemlediğim kadarıyla da polisten korkuyorlar, gözünü seveyim Cumhuriyetin. Gerçi bu ülkenin adında da “Cumhuriyet” geçiyor ama orada polis ve asker yönetimde etkin. Aman yanlış anlaşılmasın, böyle geziyorsunuz ama ülke gerçekten güvenli. Sadece hiçbir taşkınlığın yaşanmadığı ve Cuma günleri Buteflika yanlısı yöneticilere karşı yapılan protesto gösterileri olmakta. Biz oradayken toplanan kalabalığın fotoğrafını fikir vermesi açısından paylaşıyorum. ( fotoğraf rehberimiz tarafından grubumuza atılmıştı.)

d184e3cc-503f-4624-b39b-92e8a5e08888 (1)_600x600

başkent cezayir-11_640x360

Cezayir, henüz yeni yeni turizm ile tanışmakta. Turistlere yaklaşımları sıcak, özellikle gençler diziler sayesinde öğrendikleri Türkçe kelimeleri sizlerle paylaşmak istiyorlar. Bu arada hemen belirtmem gerekiyor ki ülke şu an yeme-içme ve hatıra eşyalar dahil her konuda gerçekten çok ucuz.

başkent cezayir-8_640x480

Gezimizin güzel geçmesi, pek çok hatıra ve bilgiyle donanarak dönmemizde bize öncülük eden rehberimiz Elvan Özbay hanımın, Cezayir’de bir dönem yaşaması ve onları yakından tanımasının etkisi büyük. Ayrıca grup üyelerinin, pek çok  konuda  donanımlı gerçek birer gezgin olması gezimizi çok daha zevkli hale getirdi.

Bu kısacık ön bilgiden sonra, ülke ile aynı adı taşıyan başkent Cezayir’in tanıtımına başlamak istiyorum.

 

 

 

 

 

 

BAŞKENT CEZAYİR ( BEYAZ ŞEHİR )

Seyahatimiz, T.H.Y nın uçağı ile Houari Boumediene Hava limanına inişimiz ile başladı. ( Ülkeye giriş için yeşil pasaport dışında vize isteniyor.) Polis kontrolünden önce bir form doldurmanız da gerekiyor. Hemen belirteyim, Cezayir’de uluslararası ve yerel uçuşların tamamında bu form dolduruluyor ve polisler tarafından defalarca bilet, bagaj ve pasaport kontrolü yapılıyor sakın yadırgamayın.

Vardığımız gün,  yukarıda anlattığım protesto gösterileri nedeniyle, başkentin ana arterleri tamamen kapalı olduğundan ve dönüş uçuşumuz yine buradan yapılacağı için programda değişikliğe gidilerek  bu şehir en sona bırakıldı.

başkent cezayir-14_640x480

Başkent gezimize, otelimizin ve Hamma Botanik Bahçesinin hemen yakınında bulunan Şehitler Anıtı ile başladık. ( Makam-ı Şehit, Memorial du Matyr ) 1983 yılında açılan bu anıt, Cezayir’ in bağımsızlık savaşını ifade etmekte ve görünüşü ile sönmeyen ateşi simgelemektedir. Elli ve altmışlı yıllarda yaşanan savaşlar ve bağımsızlık mücadelesinde ölenlerin anısına dikilmiştir.

başkent cezayir-16_270x480

 

başkent cezayir-15_350x480

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Anıtın alt kısmında bir de müze bulunmaktadır. Burada fotoğraf çekimi yasak olduğundan paylaşım yapamıyorum ama gezerken anlatılanlardan çok etkilendiğimi söylemek isterim. 132 yıl bu topraklarda kalan Fransa’nın, ülkenin tüm zenginliklerini sömürmesi yetmezmiş gibi insanlarına reva gördüğü zulme ve haksızlıklara şahit oluyorsunuz.

başkent cezayir-17_640x479

Milli kahraman Emir Abdülkadir El Cezairi başta olmak üzere bağımsızlık mücadelesinde emeği geçen pek çok kişi anılmış, resimlerine ve heykellerine yer verilmiş. Ayrıca o dönemde yapılan anlaşmalar, silahlar, maketler, canlandırmalar ile oldukça zengin bir müze. Fransa döneminde, yani epey yakın bir zamanda giyotin ile öldürülen Cezayirlilerin listesi ve canlandırması en çok etkilendiğim ve şaşırdığım anlardan biriydi.

başkent cezayir-18_640x480

Daha sonraki durağımız; yüksek bir tepede konumlanan, Notre Dame D’Afrique oldu. Meryem Anaya adanan Kilisenin yapımına 1858 yılında başlanmış. 1866 da tamamlanan kilise, özellikle denizcilerin ve çocuklu kadınların gelip dua ettikleri bir yer. Kilisenin olduğu yerde, yapımından 10 sene önce iki kız kardeş bir adakta bulunup zeytin ağacının gövdesine Meryem Ana heykeli yerleştirmişler. Zamanla burası halk tarafından ziyaret yeri olarak kabul edilmiş ve Kilise yapımı için de burası seçilmiş.

başkent cezayir-20_640x480

İlginç olan taraf, hem Müslümanları hem de Hristiyanları kucaklayan bir kilise. İçerde apsis inde,  “ Tanrım Müslümanları ve Hristiyanları koru” şeklinde bir yazı dikkati çekmektedir. Müslümanlar tarafından da ilgi görmekte, buraya gelip dua etmektedirler. Bu bölümdeki freskler ve işlemeler gerçekten çok güzel. Özellikle freskte yer alan Afrikalı çocuklar dikkati çekmektedir. İç mekânda Kabil yazısından örnek bulunmaktadır.

başkent cezayir-21_640x447

başkent cezayir-22_640x480

Zarif kubbeleri ve bu kubbeleri tamamlayan mavi süslemeleri ile dikkat çeken sömürge dönemi kilisenin dış kısmı Bizans mimari etkisiyle yapılmıştır. İçi ise İspanyol-Arap mimarisinin etkisinde kalmıştır. İçinin çok yeni ve canlı görünmesi, geçirdiği tadilattan dolayıdır çünkü 2003 yılında yaşanan Boumerdes depreminden epey zarar alarak çıkmıştır.

başkent cezayir-23_640x480

başkent cezayir-24_640x480

başkent cezayir-26_640x480

başkent cezayir-25_640x480

Cezayir körfezine hakim olan bir tepenin üzerindeki Kilisenin bahçesi de kendisi kadar ilgi çekici. Manzaranın güzelliği ve bahçenin geniş olması nedeniyle yerli halkın vakit geçirdiği önemli mekânlardan biridir. Körfezin güzel manzarasına etrafta yer alan mezarlıklar da eşlik etmektedir. Ayrıca Kardinal Lavigerie ye ait bir heykel de bulunmaktadır.

başkent cezayir-19_640x480

Başkent müzeler açısından çok zengin ve gördüğümüz kadarıyla bu işe fazlaca önem veriyorlar. Bu müzeler genellikle tarihi binalar içinde yer alıyor. Başkentin en güzel müzesi ise; Bardo

başkent cezayir-27_640x480

başkent cezayir-31_640x142

Burası, 18. Yy da Prens Mustafa Bin Omar tarafından Moor mimarisiyle yaptırılan bir Türk konağıdır. Prensin Tunuslu geçmişine ithafen Bardo adı verilmiştir. 1926 da müze haline getirilmiş olup içinde Paleolitik ve Neolitik

başkent cezayir-28_631x480

başkent cezayir-29_640x480

başkent cezayir-30_640x382

başkent cezayir-34_640x360

dönemlerinin  insan ve hayvan fosilleri yanı sıra o dönemlere ait çok çeşitli buluntulara ve duvar resimlerine yer verilmiştir. Bunların bir kısmı buradaki arkeolojik kazılardan elde edilmiş olup farklı ülkelerden gelen eserler de bulunmaktadır.

başkent cezayir-32_640x318

başkent cezayir-33_640x480

Ayrıca güzel konağın odaları ve salonlarında etnografik eserler sunulmaktadır. Özellikle canlı renkleri ile dikkatleri çeken duvar işlemelerine hayran kalmamak mümkün değil.

başkent cezayir-35_640x480

başkent cezayir-36_640x480

başkent cezayir-38_228x480

başkent cezayir-39_375x480

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

başkent cezayir-37_640x424

başkent cezayir-40_640x480

Bir yarımada üzerinde konumlanan “Kasbah” geçmişi antik dönemlere kadar dayanan tarihi bölgedir. 1992 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası listesine alınan Kasbah da, Fenikeliler zamanında kurulan kaleden çok ufak izler bulunmaktadır. Bir dönem Roma şehri olarak kullanılmış olsa da şu anki binalar esas olarak Osmanlı Dönemine

başkent cezayir-48_640x480

başkent cezayir-46_360x480

başkent cezayir-53_360x480

aittir. Fransaya karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde bir üs olarak kullanılmış olması önemini daha da fazla arttırmaktadır. Ancak ne yazık ki Bağımsızlık sonrası sahipleri tarafından terk edilen bölgede binalar çok hasar görmüş ve maalesef bir kısmı yıkılmıştır. Günümüzde geriye kalanları kurtarmak ve yıkılanları yeniden ayağa kaldırmak için tadilat çalışmaları başladıysa da işleri zor. Önlerinde çok uzun ve zorlu bir yol var. Yeni yeni cazibe merkezi olmaya ve yerel sanatçıları ağırlamaya başlamış. Ülkemizde de artık çok fazla göremeyeceğimiz, ilkel şartlarda çalışan; berber, terzi, bakkal, ayakkabı tamircisi gibi nostaljik dükkanları görmek ve fotoğraflamak çok hoşunuza gidecek. En kısa sürede sonuç alınmasını, tüm ihtişamı ile ayağa kalkmasını  dileyerek Kasbah daki gezimize başlayalım.

başkent cezayir-42_640x360

başkent cezayir-43_640x360

başkent cezayir-45_640x360

Labirenti andıran daracık sokakların, sahip olduğu onca karmaşaya, kaosa ve acınası yıkılmışlığına rağmen  camileri, sarayları, evleri ile insanı içine çeken ayrı bir güzelliği var. Duvarları yıkılmış neredeyse hiçbir şey kalmamış binalarda gözünüze çarpan ufak ayrıntılar, geçmişteki güzelliği ve yaşanmışlıkları gözler önüne sermekte.

başkent cezayir-44_232x480

başkent cezayir-50_640x480

başkent cezayir-51_640x480

başkent cezayir-49_640x480

başkent cezayir-41_640x360

Direnişin sembolü olan ve grafitiler ile çok çekici hale gelen bölüm en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Ali la Pointe ve arkadaşları Fransızlara karşı yapılan direnişin öncülerindendir. Mücadele esnasında 8 Ekim 1957 de burada saklanıyorlar. Fransızların attığı bomba ile Ali ve arkadaşları ölüyor fakat direnişin sembolü olarak da ölümsüzleşiyorlar. Burada onlara ait resim ve eşyalar sergilenmekte. Burada günümüzde kızlar için yemek kursları verilmektedir. Kasbah ve  özellikle bu bölümü daha sonra çekilen bir filmde set olarak kullanılmış ve buranın insanları filmde rol almıştır.

başkent cezayir-47_640x480

başkent cezayir-52_640x416

Kasbahın  ve Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Palais des Rais, maalesef tadilatta olduğu için ziyarete kapalıydı.

Kasbah bölgesinin eteklerinde  yer alan Ketchaoua Camisi 17. Yy.da Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Bizans ve Mağribi özellikler taşıyan cami, bir dönem Katedral olarak hizmet vermiş, 1962 de tekrar cami hüviyetine kavuşmuştur. TİKA tarafından restore edilmesi bizler için gurur kaynağıdır.

başkent cezayir-55_264x480

başkent cezayir-54_640x480

Bu caminin hemen karşısında yer alan çarşıdan hurma alış verişimizi hallettik. Cezayir hurmalarının gerçekten çok güzel olduğunu da belirtmeliyim.

başkent cezayir-56_640x360

Yine Kasbah bölgesinin civarında fakat sahile yakın konumlanan ve başkentin en güzel camilerinden biri olan Jamaa el Jedid veya diğer adıyla Yeni Cami, 1660 yılında Osmanlı Döneminde yapılmıştır. Mağribi tarzda olmakla birlikte pek çok mimari tarzdan da esintiler bulunmaktadır.

Burada belirtmem gereken bir konu var; Cezayir’de Camilerin büyük bir kısmına kadınların girmesine izin verilmiyor. Girebileceğiniz Camilerde ise size verilen özel kıyafeti giymeniz gerekiyor.

başkent cezayir-57_640x360

Böylece başkent Cezayir’in güzel korniş bölgesine ulaşmış olduk. Bu bölgede sahil şeridi, sömürge döneminden kalan güzel Fransız binaları ile Mağribi mimarisinin güzel örneklerini uyumlu birliktelik ile gözler önüne sermektedir. Gezimiz sırasında yavaş yavaş güneş batmaya başlamış, renkler daha sihirli bir hale gelmişti. Dolayısıyla bütün günün yorgunluğuna rağmen çok hoşumuza gitmişti.

başkent cezayir-59_640x429

başkent cezayir-58_640x352

Sahile ve Kasbah a yakın konumlanan Büyük Cezayir Camisi ( Grande Mosque el Kabir ) Almoravid mimarisinin güzel örneklerinden biridir.

başkent cezayir-61_640x480

başkent cezayir-67_640x480

Gelelim kendinizi modern bir Fransız şehrinde hissedeceğiniz,yürümekten büyük keyif alacağınız ünlü  Didouche Mourad caddesi ve çevresine. Büyük Postane binasından başlayarak yaklaşık bir kilometre süren cadde, ünlü mağazaların, kuyumcuların, kitapçıların, çok şık kafe ve restoranların mekanı. Ağaçların da süslediği bu ana bulvar, aynı zamanda Cezayir Üniversitesine ve Audin Meydanına da ev sahipliği yapmaktadır.

başkent cezayir-66_640x478

başkent cezayir-63_640x416

başkent cezayir-62_640x480

Büyük Postane Binası ( La Grande Poste) ihtişamlı görünümü ile herkesi etkilemeyi başarmaktadır. 1910 yılında yapımına başlanmış, 1913 yılında tamamlanmıştır. Neo-Mağribi tarzda inşa edilmiştir.

başkent cezayir-60_640x360

Her yerde görmeye alıştığımız Milli Kahramanları Emir Abdülkadir El Cezairi Meydanı ve Heykeli şehre ayrı bir güzellik katmaktadır. Bu heykelin hemen önünde yer alan kafede içtiğim kahvenin tadını ve etrafı seyrederken bana verdiği zevki unutmayacağım.

başkent cezayir-65_349x480

başkent cezayir-64_640x456

Öğle yemeğimizi aldığımız restoranın yakınındaki Sacra Coeur Katedralinden de bir kare paylaşmak isterim.

başkent cezayir-72_360x480

Dönüş uçuşumuzu gerçekleştireceğimiz son gün, kahvaltı sonrası otelimizin hemen arkasında yer alan Botanik bahçesini ziyaret ettik. Burası Hamma bölgesinde bulunuyor ve Hamma nın Essai bahçeleri olarak adlandırılıyor. ( Jardin d’Essai du Hamma ) 350 hektarlık bu alan 1832 yılında oluşturulmuş. Dünyanın pek çok yerinden getirilen özel ağaçlar, çiçekler ve bitkiler dikilip yetiştirilmeye başlanmış. Başarılı da olunmuş. Gerçekten büyük şehirlerin içinde, insanların nefes alabileceği, şehrin karmaşasından kaçabileceği, spor yapabileceği alanlara ne kadar çok ihtiyaç var.

başkent cezayir-69_640x479

başkent cezayir-70_640x428

Bahçe, içinde yer alan havuz ile daha da güzelleşmiş. Aynı bölgede bulunan Şehitler Anıtı, fotoğraflarda güzel bir fon oluşturmaktadır. Bu arada ilk Tarzan filminin bu bahçede çekildiğini de belirtmeliyim.

başkent cezayir-71_640x360

Diğer şehirlerin tanıtımı ile Cezayir serimize devam edeceğiz.