GİBRALTAR – CEBELİTARIK ( GEZGİN YÜZLER )

 

 

GİBRALTAR – CEBELİTARIK;

2_640x361

Honkong, Singapur gibi bir kent ülke. Azak, Karadeniz, Marmara, Ege ve Adriyatik dahil Akdeniz çanağını Atlas Okyanusuna bağlayan en stratejik su yolu. Bu müstesna boğazın (ki Avrupalılar Septe diye telaffuz ederler) iki yakasındaki iki ülkeye ( Fas – İspanya ) nazaran, Avrupa yakasındaki şehrin adıdır; Cebelitarık. İngiltere’ye bağlı özerk bir devlet olarak boğazın denetimi, bu 40.000 nüfuslu kent ülkeye aittir. Bu kritik bölge, 1704 yılında İngilizlere geçmiş.

6.8 km. karelik bu ülkeye ( her ne kadar Comen Walt bünyesinde olsa da, Milli takımı, Parlamentosu, bayrağı  ve gümrüğü mevcut) girer girmez İngiliz dokusunu ve kuralları ile simgelerini görmemeniz mümkün değil. Her santimetresinin değerlendirildiği bu minik ülkenin girişinde havaalanı pisti aktif bir yol olarak kullanılıyor ve yürüyerek sınır geçiliyordu ama Kingsway Tüneli ile bu ilginç görüntü, nostaljik bir hatıra olarak kaldı.

Afrika’dan İber Yarımadasına geçiş yapan İslam ordusunun komutanı Tarık, tarihe ne denli bir mühür vurduğunu bilemezdi herhalde!

1_640x480

Kentin ( ülkenin) simgesi dağ parçası, enine ve diklemesine enteresan bir kayalık. Ne varki 426 metre yüksekliğindeki bu kireçtaşı kayanın üstüne çıkmak arabayla ve bilhassa zirveye teleferikle ulaşmak mümkün. Zirveden; Akdenizi, Atlantiği hatta güzel havalarda Fas’ı görmek mümkün. Dik yamaçlarında, nadir bir popülasyon olarak bölgeye has Berberi makakları barındırırken, altındaki her biri ayrı tarihi hikayelere tanıklık eden tünellerle iç içe.

48_640x456

18_640x480

Belli ürünlerde( parfüm, içki, sigara) vergi indirimi bulunan ülkenin girişine, İngiliz sistemi şekil vermiş. İngilizlere has önceliğin yanı sıra Shengen ülke vatandaşları da ayrı bir kapıdan kolayca giriş yapabiliyorlar. Ağırlıklı olarak Euro ve tabii ki Pound geçerli.

9_640x480

10_640x480

Kent ülkede yapacağınız gezinin yanı sıra, görülmesi gereken, içi aydınlatılmış ve adeta yer altı Katedrali  görüntüsünde olan St. Michael’s Mağarası, tarihe yolculuk yapacağınız kuşatma Tünelleri, Windsor Köprüsü görülmesi gereken yerler arasında sayılabilir. Bunları, daha ayrıntılı  bir yazıya bırakarak  şehrin kalbi olan Main Street ve civarını paylaşalım. Şehrin kalbinin attığı yer Main Caddesi olup restoranlar, mağazalar, kafe ve barlar burada yoğunlaşmış.

3_323x480

4_360x480

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

5_640x480

Şehrin önemli simgelerinden biri, Smith Dorrien merdivenlerinin üzerinde yer alan ve 1. Dünya Harbi anısına mermerden yapılan “Savaş Anıtı” özellikle yan taraflarında bulunan ve Kırım Savaşında ele geçirilen Rus toplarından dolayı çok ilgimizi çekti. Açıklayıcı tabeladan bu topların, 1858 yılında İngiliz hükümeti tarafından buraya hediye edildiğini öğreniyoruz.

6_640x480

7_640x480

Taç giyen Aziz Meryem Katedrali ( Cathedral of St. Mary the Crowned) , Roma Katolik Katedrali olup Cebelitarık Piskoposluğunun merkezidir. 15. Yy.da bir Endülüs Camisinin üzerine inşa edilmiştir.

Aşağıdaki anıt İngiliz Kraliyet Mühendisleri Birliği Anıtı olup Main Caddesi üzerindedir.

8_640x480

Anglikan Kutsal Üçlü Katedrali ( Holy Trinity Anglican Cathedral) , Avrupadaki Cebelitarık Piskoposunun tarihi merkezi olup Main Caddesinin güneyucunda ve Katedral Meydanındadır. Yapısında Mağribi esintileri görülmektedir.

11_640x480

13_640x480

12_640x480

Geçmişte Fransisken Rahiplerinin Manastırı olan ve Main Caddesi üzerinde yer alan bina, 1704 yılından beri Valinin ikametgâhı olarak kullanılmaktadır. Hemen bitişiğinde de Kral Şapeli yer alır. Bu binanın karşısında ise Başbakanın çalışma ofisi bulunmaktadır.

14_640x480

15_640x480

16_640x480

Kral Şapeli

17_640x480

(Başbakanın çalışma ofisi)

Cibraltar Posta Ofisi, 1886 dan beri hizmet vermektedir. “Royal Cibraltar Post Office” olarak anılır ve Birleşik Krallık dışında bu ayrıcalığa sahip tek Britanya Denizaşırı toprağıdır.

19_640x480

Tiyatro binası, 250 yıllık bir geçmişe sahip olup burada yapılan ilk büyük binalardan biridir. 302 kişilik kapasiteye sahiptir.

20_640x480

Şehrin sur duvarları ve bazı kapılarını net olarak görebileceğimiz noktadaki  “South Bastion” Cebelitark Körfezinden gelen saldırılardan şehri korumak üzere başta İspanyollar tarafından inşa edilmiş, sonrasında İngilizler tarafından geliştirilmiştir. Doğu cephesinin önünde Lord Nelson Anıtı bulunur.

21_640x480

24_640x480

22_613x480

23_640x480

25_640x480

Southport Kapısı, Charles Duvarının bir parçasını oluşturmaktadır. İspanya Kralı Charles, güney burcundan kayanın zirvesine doğru uzanan bir duvar inşa edilmesini emretmiş ve 255 yılında yapılmıştır. Barbaros Hayrettin’in saldırısından sonra güçlendirme yapılmıştır. Korumayı sağlamak amacıyla bir hendek de kazılmıştır.

26_640x480

27_640x480

28_640x480

29_640x480

30_640x480

İrish Town, trafiğe kapalı olup Main Caddesine paralel uzanan bir bölgedir. Geçmişte (1728 yılı başlarında) buraya daha çok askerlere arkadaşlık etmeleri için İrlandalı kadınlar gönderilmiş ve bundan dolayı da burası pek iyi anılmamıştır. Günümüzde ise; pek çok mağaza, restoran ve eğlence merkezine ev sahipliği yapmaktadır.

31_640x480

Mackintosh meydanında bulunan eski belediye binası aynı zamanda evlilik dairesi olarak da hizmet vermektedir. Önünde farklı bir etkinlik ve kalabalığa denk gelebilirsiniz.

32_640x480

Şehrin en keyif alacağınız, halkın içine karışacağınız ve aynı zamanda yemek, çay, kahve ihtiyacınızı karşılayacağınız canlı meydanlarından biri de Casemates’dir. Geçmişte infazların yapıldığı bu alan günümüzde çok sayıda pub, hediyelik mağazası, restoran ve kafeye ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca önemli günlerde kutlamaların, festivallerin ve konserlerin vaz geçilmez adresidir.

33_640x480

35_640x480

34_640x480

Bu yazıda şehirden paylaşacağımız son nokta Botanik bahçesi olup teleferiğe binilen yere çok yakın konumlanmaktadır. Yeri gelmişken belirtmek isteriz ki; teleferik için biletleri önceden internet üzerinden almak çok daha mantıklı olacaktır. Her zaman önünde çok uzun kuyruklar olan bu merkezde, eğer elinizde bilet bulunuyorsa farklı bir yerden ve bekletilmeden teleferiği alınıyorsunuz.

36_640x480

37_640x480

39_640x480

38_640x480

Alameda olarak da anılan botanik bahçesi, hem egzotik hem de buradaki yerel türlere ev sahipliği yapan çok özel bir nokta. Girişinin ücretsiz olduğu bu bahçe, Trafalgar Mezarlığı ve sur duvarları yakınındadır. Kuruluşu 1816 yılına dayanmaktadır.

41_640x480

40_640x480

42_640x480

43_640x480

İçinde pek çok anıt da bulunmaktadır ve bunlar Cebelitarık miras listesinde yer alır. Kırım savaşında kullanılan toplardan ikisi de bu parkın girişinde sergilenmektedir. 6 hektarlık bir alana yayılan bahçede, daha önce de belirttiğimiz gibi yerli bitkiler yanında dünyanın farklı yerlerinden getirilen ağaç ve çiçekler de sergilenmektedir. Ayrıca çok fazla kuş türü de burada yaşamaktadır. Farklı etkinliklere ev sahipliği yapmasının yanı sıra yerel halk tarafından özellikle düğünlerde tercih sebebi olmaktadır.

47_640x480

45_640x443

46_640x480

44_640x480

Dolu dolu iki gününüzü hasredeceğiniz bu kent ülkeye, yolunuzu düşürmeyi deneyin, fazlasıyla keyif ve keşif vaat ediyor.