GORİL VE ŞEMPANZE SAFARİLERİNİN VAZGEÇİLMEZ ADRESİ, İDİ AMİN İN ÜLKESİ-UGANDA (EMEL FIRATLI)
GORİL VE ŞEMPANZE SAFARİLERİNİN VAZ GEÇİLMEZ ADRESİ, İDİ AMİN İN ÜLKESİ- UGANDA (EMEL-FIRATLI )
Afrika’nın doğu – orta kısmında konumlanan Uganda; safari amacıyla gittiğimiz, unutulmaz anılarla döndüğümüz, gerçekten çok çarpıcı bir destinasyon. Bu arada başlık sizi yanıltmasın, sadece goril ve şempanze değil tüm vahşi hayvanları çok yakından ve kendi yaşam alanlarında gördüğümüzü hatta onların avlanma sahnelerine film izler gibi tanık olduğumuzu belirtmek isterim.
Safarilere ve doğal hayata dair anlatılara geçmeden önce not düşmeliyim; çocukluk hatıralarımda kendine yer bulmayı başarabilmiş, Afrika’nın renkli simalarından İdi Amin’in ülkesi Uganda, umduklarım ve hayal ettiklerimin daha gerisindeydi. Kırktan fazla etnik grubu bünyesinde barındıran, nüfusunun çoğunluğu Hristiyan olan (% 15 Müslüman) ve resmi dil olarak İngilizce konuşulan ülke (30 farklı lehçe vardır, en yoğun kullanılan Luganda dilidir)
ekonomik ve sosyal açıdan epey yol kat etmek zorunda, özellikle eğitim ve sağlık alanları sıkıntılı. Safarilerden dolayı şehirlerden ziyade daha küçük yerleşim alanlarındaki yaşam tarzlarına ve onların elektriksiz, susuz, evsiz hayatlarına, gelir dağılımındaki eşitsizliklere şahit olduk. Ekonomisinin büyük kısmı tarıma dayalı olan ancak doğal kaynakları (doğalgaz, petrol, mineraller ve orman ürünleri ) zengin ülke, turizm açısından da gelecek vaat etmektedir.
Tarihsel geçmişinden gelen 6 Krallık söz konusudur. 1967 yılında bu Krallıklar, resmi olarak kaldırılmış ve merkezi bir Devlet yönetimi benimsenmiştir. Ancak günümüzde bu Krallıklar, geleneksel yönetim yapılarıyla belirlenmiş topluluk bölgeleri olarak halen devam etmektedirler, kültürel ve törensel önemlerini korumaktadırlar. Her birinin kendine ait Kralları, bölgeleri söz konusudur. Bu Krallıklar; Buganda, Bunyoro-Kitara, Tooro, Ankole, Busoga ve Toro dur.
Başkenti Kampala, Victoria Gölü kıyısında bulunmaktadır. Ülkenin en gelişmiş şehirlerinden biri olup özellikle; ekonomi, ticaret, kültür ve eğitimin de başkentidir. Ancak, çok lüks binaların yer aldığı semtlerin dışındaki mahallelerde, aynı ülkenin diğer kısımlarında olduğu gibi dengesizliklere hatta uçurumlara şahit olmaktasınız. Yine aynı göle kıyısı bulunan ve “Entebbe Baskını” filmiyle hafızalara yerleşen, eski başkent Entebbe, diğer önemli şehirlerden biri olup Uluslararası Havalimanı buradadır. Nitekim dönüş uçuşumuzu biz bu Havalimanından gerçekleştirdik.
Bu yazımda sizlerle goril ve şempanze safarileri hakkında bildiklerimi, öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. Afrika’daki dağ ve orman gorilleri, sadece Uganda, Ruanda ve Kongo Cumhuriyetinde yaşamaktadır, nüfusları çok azaldığından koruma altında alınmışlardır. Özellikle Doğu Gorillerinin bir alt sınıfı olan “Gümüş sırtlı goriller” nesilleri tükenmekte olduğundan ayrı bir program dahilinde korunmakta ve safarilerin de vazgeçilmez öğeleri olmaktadırlar.
Grup liderliğini bir erkek gorilin yaptığı toplulukta, geri kalan üyeler dişiler ve gençlerden oluşmaktadır. Erkek gorillerin sırtı gümüş renginde olup dişilerin sırtı ise daha soluk ve gri renktedir.
Safarilerin gerçekleştirildiği en önemli Milli parklar arasında, bizim de ziyaret etme şansını yakaladığımız,
*Bwindi Impenetrable
*Kraliçe Elizabet
*Murchison Falls özellikle öne çıkmaktadır.
Dağlar, ormanlar, göller ve nehirler açısından eşsiz doğa güzelliklerine sahip ülkede ayrıca başka bir yazıda paylaşacağımız Nil nehrine kaynaklık yapan Victoria Gölü ve doyulmaz güzellikteki Murchison Şelaleleri de bulunmaktadır.
Özel araçlar ile gerçekleştirilen kara safarileri, botlarla yapılan su safarileri ve yaya olarak yapılan yürüyüş safarileri etkinlikleri bulunmaktadır. Biz Uganda ve Ruanda da bu safarilerin tamamını gerçekleştirme şansını elde ettik.
Ruanda dan Ugandaya geçişi, karayolu ile yaptık. Seyahat öncesi aldığımız vizeler ile, sınır geçişimiz umduğumuzdan çok daha kısa sürede ve kolay oldu. Aşağı yukarı 3 saatlik bir yolculuk sonrasında, Uganda daki ilk durağımız olan Bunyonyi Gölüne ve onun kıyısındaki otelimize ulaştık. “Küçük kuşlar bölgesi” anlamına gelen Bunyonyi gölü, adını
haklı çıkartmakta ve gerçekten cıvıldaşarak uçuşan 200 den fazla kuşa ev sahipliği yapmakta. Ayrıca pek çok kuşun da göç yolu üzerinde olduğundan önemli bir kuş gözlem merkezi haline gelmekte. Nil havzasının bir parçası olan gölün, en geniş yeri 6 km. uzunluğu ise 22 km. Etrafı dağlarla çevrili olan ve Afrika’nın en derin 2. gölü unvanını taşıyan gölün, derinliği hala tartışma konusu olup 40 ile 900 metre arasında rakamlar telaffuz edilmekte.
Uganda – Ruanda arasındaki yolculuk sırasında, Uganda nın bayrağını süsleyen “gri taçlı turna” ( Grey Crowned Crane) nın fotoğrafını da çekmek kısmet oldu. Uganda nın Milli kuşu olup Afrika nın çeşitli bölgelerinde yaşamaktadır. Bayraktaki siyah renk; Afrika halkını, sarı renk; güneşi ve kırmızı renk ise Afrika halkının kardeşliğini temsil etmekte.
Buradaki ilk etkinlik, nesli tükenmekte olan “Gümüş Sırtlı Goril Trekkingi” idi. Koruma altında olduklarından, yapılacak trekking için önceden izin alınması gerekmekte. Doğaya zarar vermemek ve gorilleri rahatsız etmemek açısından günlük ziyaretçi limiti bulunmakta ve tüm dünyadan talep fazla olduğundan, önceden rezervasyon yapılarak ücret yatırılmakta ve isim bildirilmekte. Biz de aylar öncesinden ücretimizi yatırıp gerekli işlemleri yaptırarak isimlerimizi bildirdik.
Safari sırasında, gruba eşlik eden öncü ve artçı profesyonel rehberler bulunmakta ve sınırlı sayıdaki ziyaretçiler, belirlenmiş saatlerde bu aktiviteyi gerçekleştirebilmekte. Özellikle “Goril Trekking” sırasında sizden maske takmanız istenmekte. Bunun sebebi sizi korumak değil, sizden bulaşabilecek olası risklere karşı gorilleri korumak.
İlerleyen günlerde,” Kaniyo Pabidi Ekoturizm Alan”ı bünyesinde yer alan “Budongo Yağmur Ormanı” içinde gerçekleştirdiğimiz “Şempanze Trekking” den de bahsetmek isterim. Bu orman, Afrika’da kalan son büyük mahogany ( genellikle büyük, yaprak döken ağaçlara verilen ortak addır ve tropikal bölgelerde bulunurlar) ormanlarından biridir ve özellikle içinde yaşayan şempanzeler ile tanınır. Aynı goril trekkingde olduğu gibi burada da yerel rehberler ve görevliler eşliğinde aktivite gerçekleştirilmekte.
O günün unutamayacağım anılarında ilki; her ne kadar görevliler, bir dişi için erkek şempanzelerin kavgası olarak anlatsalar da, bana göre şempanzeler, gerçekten ürkütücü sesler çıkartarak bizim etrafımızı sardılar. Paylaşacağım videoyu seyrettiğinizde bana hak vereceğinizi zannediyorum. Bir de yerel rehberimizin bizlere şempanze grubunu göstermek isterken hata yapması ve ısıran karıncaların yuvası üzerinde yanlışlıkla bizi durdurması oldu. En büyük saldırıyı da maalesef grupta ben ve birkaç arkadaşımız yaşadı. Her türlü önlemi almış olmama rağmen ( trekking ayakkabıları, çorapları, tozlukları, pantolonları) pantolon dışından çok hızlı bir şekilde tırmanıp bel bölgesinden içime girmeyi başardılar maalesef. Bunlar yola çıkarken zaten göze alınan aksilikler, yeter ki büyük sıkıntılar yaşanmasın.