HANNİBAL’IN ÜLKESİ; KARTACA
HANNİBAL’IN ÜLKESİ; KARTACA
Mavinin çok yakıştığı, gezerken büyük keyif aldığımız Tunus’un hem gururu hem de yaşanan büyük hezimetin bir
parçasıdır Hannibal ve Kartaca Antik kenti. M.Ö 247-183 yılları arasında yaşamış, stratejik zekâsı ve diplomatik yetenekleri ile tarihe damga vurmuş, antik dünyanın cesur ve kararlı komutanı Hannibal’in hazin sonu ülkesi Kartaca için de kaçınılmaz olmuştur.
“Unesco Dünya Miras Listesi” ne girmeyi hak etmiş Kartaca, M.Ö 9. Yy.da Fenikeliler tarafından, Akdeniz kıyısında kurulmuş önemli bir kent devletiydi. Stratejik konumu ile yıllar içerisinde özellikle deniz ticareti ve deniz gücünde önemli bir konuma gelmiş, ticaretin ve denizciliğin merkezi olmuştur.
Ne var ki Kartaca’nın tarihine ve geleceğine, Romalılar ile yaşadıkları, Akdeniz deki egemenlik mücadelesine dayanan çekişmeler damga vurmuştur. M.Ö 264-146 yılları arasında, Roma Cumhuriyeti ile “Pön Savaşları” olarak adlandırılan üç büyük savaş yaşanmıştır. Birinci Pön Savaşında yenilen Kartaca, Roma ile barış antlaşması imzalayarak Sicilya üzerindeki kontrolünü kaybetmiştir.
Ancak 2. Pön Savaşında Kartaca nın ünlü komutanı Hannibal; 100.000 asker ve ayaklarına kürk bağlanmış filler ile Alpleri geçerek Romaya saldırmış ve başarılar elde etmiştir. “YA YENİ BİR YOL BULACAĞIZ, YA DA YENİ BİR YOL YAPACAĞIZ” mottosu ile ünlenmiş komutan, daha sonra İtalya dan çekilmek zorunda kalmış ve 3. Pön Savaşı sonrası da Kartaca, Roma İmparatorluğunun bir parçası haline gelmiş, Romalılar tarafından yakılarak, yıkılarak yerle bir edilmiştir. Yenilgi sonrası sığınmış olduğu Britanya Kralı tarafından Romalılara teslim edileceğini anlayınca, Libyssa yani bugünkü adıyla Gebze’de, yüzüğünde taşıdığı zehri içerek intihar eder. Şunu da hemen belirtmeliyim ki; ulu önderimiz Atatürk, 1934 yılında kendisine bir anıt mezar yapılmasını ister ancak bu gerçekleşemez. Yıllar sonra Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılında Hannibal Tepesi olarak bilinen yere bir taş lahit yerleştirilir. Üzerinde dört dilde özgeçmişi yazılıdır.
İşte o nedenledir ki antik kentten maalesef günümüze ulaşan pek bir şey kalmamıştır. Halen kazı çalışmaları devam etmekte olup çıkan bazı önemli parçalar da müzelerde sergilenmektedir. Kartaca antik kenti, bugünkü başkent Tunus’un kuzeydoğusunda ve yaklaşık 19 km. uzağında yer almaktadır.
Antik kentin en ilgi çeken kısmı “Tophet” olarak adlandırılan ve dini ritüellerin gerçekleştirildiği tapınak olup burada, Tanrı Baal Hammon’a kurbanlar sunulduğu ve bu kurbanların da çocuklar olduğu yönünde. Yapılan araştırmalar sonucu buradaki kemiklerin büyük oranda çocuklara ait olduğu, yazıtlar ve resimlerde buna uygun temalara rastlandığı söylenmektedir. Ancak aksi yönde görüşler de söz konusudur.
Paylaştığım şemadan da anlaşılacağı üzere, liman dairesel formda olup bir kanal vasıtasıyla da büyük ticaret limanına bağlanmaktadır ve bu liman da şehrin önemi ve büyüklüğü hakkında bir fikir vermektedir. Geniş bir alana yayılan Antik kentte ayrıca “Antoninus hamamları”, Roma villaları ve tiyatro bulunmaktadır.
Byrsa Tepesi, antik Kartaca şehrinin ilk kurulduğu alandır ve şu anda burada, “Kartaca Ulusal Müzesi” bulunmaktadır. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar sonrası elde edilen, hem Roma hem de Pön dönemine ait olan heykeller, büstler, mozaikler sergilenmektedir. Bu tepede, Kartaca tarihi ile alakası olmayan ve 1890 yılında inşa edilen St. Louis Katedrali de bulunmaktadır.
Aşağıdaki fotoğraf da Antik Pön Limanının olduğu yerde bulunan Salammbo Oşinografi ( Deniz bilimi) Müzesi ne aittir.
Yeri gelmişken, Tunus’un dünyaca önemli “ Bardo Müzesi” ne ait notlarımızı bir başka yazımızda işlemeyi düşünüyoruz.