İGUAZU ŞELALELERİ (ARJANTİN-BREZİLYA ) -EMEL FIRATLI ( ŞELALELER DİZİSİ-1 )
İGUAZU ŞELALELERİ ( ARJANTİN-BREZİLYA ) – EMEL FIRATLI ( ŞELALELER DİZİSİ-1)
Baştan başa Güney Amerika gezimizin, Arjantin deki Buenos Aires etabını tamamladıktan sonra, merakla beklediğimiz; 2011 yılında “ Yeni Yedi Doğa Harikası” listesine 3. Sıradan girmeyi başaran, aynı zamanda Unesco Dünya Miras Listesinde olan Iguazu Şelalelerine gelmişti sıra.
Buenos Aires’te sabah otelimizde aldığımız kahvaltı sonrası yola koyularak hava limanına vardık. LAN havayollarının tarifeli seferi ile 10.25 te İguazu Şelalelerinin Arjantin bölümüne uçuşumuzu gerçekleştirdik. 12.15 de varışımız ile birlikte Cataratas del İguazu Uluslararası havaalanında karşılandık ve şelalelere doğru yola çıktık
1934’de milli park,1984 de ise Unesco dünya mirası listesine alınan Iguazu ; Guarani dilinde büyük su anlamına gelmekteymiş. İspanyolların 1542’de keşfettiği zamana kadar burada Guarani yerlileri yaşıyormuş. Bu şelaleler 3 ülkenin sınırları içinde yer alıyor: Brezilya-Arjantin ve Paraguay. Ancak sadece Brezilya ve Arjantin den seyir mümkün. Aşağıdaki haritadan daha iyi anlaşılacağı üzere İguazu nehri üzerinde yer alan şelaleler, daha sonra Parana nehrine dökülmektedir. ( Amazon nehrinden sonra Güney Amerika nın 2. Büyük nehridir.) Şelaleler Arjantin in kuzeyinde, Brezilya nın ise güney batısında yer almaktadır.
Arjantin tarafındaki şehrin adı; Puerto iguazu, Brezilya tarafındaki şehrin adı ise; Foz do İguaçu dur. İkisi arasında bir köprü bulunmaktadır. ( Şehirlerin isimlerine dikkat edilirse; Brezilya da Portekizce, Arjantin de İspanyolca konuşulmaktadır. )
Şelalelerin bulunduğu büyük park alanına girip bilet işlemlerimizi tamamladıktan sonra yanları açık şirin bir trene bindik, başlangıçta hafif bir yağmur çiseliyordu ancak sonra kesildi. İndiğimiz istasyondan itibaren yürümeye
başladık. Bizden önce çok fazla yağmur yağdığından su kahverengiydi. Yürüyüş parkuru metalden yanları iyice korunaklı ve taban kaymayı önleyici şekilde ızgaralı idi fakat buna rağmen çok dikkatli olmak gerekiyordu ben bir iki kez kayıp sendeledim. Önce uzaktan suyun uğultusu ve gökyüzüne yükselen bir sis bulutu görülüyor fakat yaklaştıkça olay netleşiyor ve yanına vardığınızda o suyun gücü karşısında ne kadar küçük ve güçsüz olduğunuzu anlıyor ve şükrederek Allah’ı anıyorsunuz. Sanki dibi olmayan dev bir çukur var ve çok büyük bir su kütlesi korkunç bir uğuldama ile burada yok oluyor, tabii bir sis bulutu oluşturarak. Bu şaşkınlık sırasında hepimiz ilk darbeyi yiyip sırılsıklam olduk. Allah’tan makinem o an yağmurluğun altındaydı. Burası şeytan gırtlağı denilen en görkemli ve bir o kadar da ürkütücü bölümü. ( Devil’s Throat. İspanyolca adı: Garganta Del Diablo, Portekizce adı: Garganta Do Diabo ) Neredeyse dörtte üçünü görebildiğiniz U şeklindeki bölüm gerçekten de bir dünya harikası ve unvanını sonuna kadar hak ediyor.
Manzarayı seyretmeye doyamıyorsunuz, suyun düştüğü yeri görmeniz mümkün değil, sis bulutları oluşuyor fakat o uçurum gibi olan yerde kuşların dansı da görülmeye değerdi. Rehberimizin uyarısı ile istemeyerek de olsa oradan ayrıldık. Yine trene binerek 2. İstasyonda indik, buradaki seyir de güzeldi. Çok sayıdaki şelaleyi daha rahat
görebiliyor, olaya daha iyi vakıf olabiliyorsunuz. İkinci istasyon sonrasındaki bölümü tamamladıktan sonra bir şeyler içip biraz dinlendik. Her yerde gördüğümüz burada da bizlere eşlik edip yere düşen kırıntıları hiç ziyan etmeyen halka kuyruklu koatiler ( quati-coati ) hoşça vakit geçirmemizi sağladılar. Şunu hemen belirtmeliyim ki; bu hayvanlara ve diğer hayvanlara yemek vermek yasak. Ayrıca hastalık bulaştırabilme riskine karşı onlara fazla yaklaşmamak gerektiği hakkında her yerde uyarı levhaları vardı.
Şelalelerin Brezilya bölümü ise Brezilya’nın Foz De Iguaçu kentinde bulunmakta. Bu iki kent arasında nehir üzerinden köprü ile bir bağlantı bulunmakta ve sınır köprünün tam ortasına denk gelmekte. Öyle güzel dizayn etmişler ki Arjantin tarafındaki duvarlar, direkler ve kaldırım taşları Arjantin bayrağı renginde; Brezilya tarafındakiler de Brezilya bayrağı rengindeydi. Köprüyü geçip Brezilya topraklarına girdiğimizde, otobüsten hiç inmeden pasaportlarımız toplandı ve kaşelenip geldi, böylece bir ülkeyi daha sonlandırmış, yeni bir ülkeye ayak basmış olduk.
Doğruca kalacağımız Recanto Park otele gittik. Çok geniş bir alana yayılmış, ısıtmalı açık havuza sahip şirin otelimizde yemek salonunun da ambiyansı ve açık büfe zengin yemekleri çok güzeldi. Yemek, kahve ve sohbetten sonra dinlenmeye çekildik
Oteldeki kahvaltımızın ardından bu sefer şelalelerin Brezilya tarafını gezmek için yola koyulduk. Rehberimiz Nani, bu kentte yaşamaktaymış. İlk eşi Müslüman olup kendisi Alman asıllıymış
Şelalelerden önce yol üzerinde bulunan ve ağırlıklı olarak doğal taşlardan yapılan hediyeliklerin ve doğal taşların satıldığı çok büyük bir dükkâna gittik. Doğal taş bakımından çok zengin yataklara sahip Brezilyanın bu zenginliği
dükkana da yansımış durumdaydı özellikle doğal taşlardan yapılmış buraya özel kuş motifleri çok göz alıcıydı. Özellikle de Brezilya nın ve Güney Amerika nın simgelerinden sayılan Tukan kuşu çok güzel işlenmişti.
Bizim gezdiğimiz sırada 250 adet şelale vardı, yaklaşık 3 km genişliğinde bir alanı kaplıyor ve saniyede 4300 metre küp su akıyordu (ortalaması 1700 metreküp olup uzun yağışlardan sonra 7000 metreküpü de buluyormuş) Dünyanın yedi doğa harikası listesine girmeyi sonuna kadar hak ediyor. Brezilya tarafı tam bir görsel şölen sunuyor
manzaraya inanamıyorsunuz. Aynı anda, hepsi ayrı ayrı güzel bir sürü şelalenin akışı neredeyse insanın başını döndürüyor, nasıl fotoğraflayacağınıza şaşırıyorsunuz ama hiçbir fotoğraf karesinin bu güzelliği tam manasıyla yansıtacağına inanmıyorum. Sadece şelaleler değil aynı anda birkaç tane oluşan gök kuşağı, kırlangıçlar, renk renk papağanlar, kartallar, kelebekler de bu büyülü atmosferi süslemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu tarafta çok fazla ıslanmamakla birlikte yürüyüş parkurunun sonunda şelalelere iyice yaklaştığınız, seyrine doyum olmayan yerde oluşan sislenme nedeniyle farkına varmadan ıslanıyorsunuz ama sonuna kadar değiyor iyi ki geldim iyi ki gördüm diyorsunuz.
Benim gibi adrenalin sevenler, teknelerle şelalelerin altına kadar geliyor tehlikeli turlar düzenliyorlardı. Burada helikopter turları da düzenleniyor, isteyenler gökyüzünden bu görsel şölene katılıyordu. Bizim gruptan sadece ben ve yine Ankara’dan bir bayan arkadaş bu geziye talip olduk ne eşimi ne de abimi ikna edemedim. Böylesine güzel bir tur kaçırılır mıydı ama kaçtı çünkü belli bir sayıyı bulamazsanız helikopter kalkmıyor.
O günün programında akşamüzeri Rio De Janeiro’ya uçuş bulunmaktaydı. Fakat daha erken olduğu için otobüslerin park ettiği alanda çok geniş parklar, kafeler, hediyelik eşya dükkânları bulunmaktaydı. Kalan vaktimizi parkta kuşların, kelebeklerin, iguanaların arasında gezerek, kafelerde oturarak, hediyelik eşya dükkânlarını gezerek geçirdik. Hatta bu dükkânlardan birinde içeri girmemiz için birer adet kese içinde agat taşı hediye ettiler .